Dinlerarası diyalog adı altında başlayan, sonraları samimi Müslümanların tepkisini azaltmak için ılımlı İslam, daha sonra medeniyetler ittifakı adı altında devam eden süreç, son sürat yola devam etmektedir. Batı hayranlığının, ABD müttefikliğinin, AB ye girme sevdasının etkisi ile hız kazanan süreçte, kârlı olan asla Müslümanlar değildir.
Çünkü verilen tavizler, saptırılan ölçüler neticesinde, son ve kemal din olan İslamın özünden uzaklaşmalar gerçekleşmektedir.
Allah katında hiçbir kıymeti olamayan sapık ölçülerin, din diye tekrar önümüze konmasını içeren; Vatikan onaylı, yerli işbirlikçi destekli projeler adım adım uygulamaya konulmaktadır.
Medeniyetler İttifakı 2. Forumu gösterdi ki; bu misyon artık uluslar arası hüviyet kazanmış ve azımsanmayacak kadar da taraf bulmuştur.
Dün papaya methiyeler düzerek, papalık misyonunun bir parçası olmayı şeref sayanların içimize soktukları nifak ve attıkları tohumlar maalesef meyve vermeye devam etmektedir. Gelinen durumdan birinci derecede de bu misyonun bir parçası olmayı şeref sayanlar sorumludur.
Çünkü; İslam adına ortaya çıkanların Allahın Kitabından ve Resulünün sünnetlerinden başka dayanağı yoktur. Bu dayanaklarda da; yapılan diyalog, medeniyetler ittifakı gibi saçmalıklara yer yoktur.
Aymazlara duymazlara Allahın kitabından birkaç ayet sunalım;
Allah nezdinde hak din İslâm'dır. Kitap verilenler, kendilerine ilim geldikten sonradır ki, aralarındaki kıskançlık yüzünden ayrılığa düştüler. Allah'ın âyetlerini inkâr edenler bilmelidirler ki Allah'ın hesabı çok çabuktur (Al-i İmran, 19).
Kim, İslâm'dan başka bir din ararsa, bilsin ki kendisinden (böyle bir din) asla kabul edilmeyecek ve o, ahirette ziyan edenlerden olacaktır
İman etmelerinden, Resûl'ün hak olduğuna şehadet getirmelerinden ve kendilerine apaçık deliller gelmesinden sonra inkârcılığa sapan bir kavme Allah nasıl hidayet nasip eder? Allah zalimler topluluğunu doğru yola iletmez
İşte onların cezası, Allah'ın, meleklerin ve bütün insanlığın lânetine uğramalarıdır
Bu lânete ebedî gömülüp gidecekler. Onların azapları hafifletilmez; yüzlerine de bakılmaz (Al-i İmran, 85-86-87-88).
Bu kadar açık ifadelere rağmen hala üç semavi din v.s. saçmalıklarıyla, uğraşmak olsa olsa Allahın hükümleriyle alay etmekten başka bir şey değildir.
Başka din mensuplarıyla elbette irtibat kurulmalı, ancak yapılacak ilişki, İslamın tebliğ ve irşat yollarının incelikleri ile olmalıdır. O da Alemlere Rahmet Hazreti Muhammed (sav) Efendimizin söz ve fiillerinde vardır.
Siz ölçünüzde(Kuran ve sünnet) sağlam durmayınca, doğru yolun önünde yol kesenler hükmünde bulunuyorsunuz demektir
Eğer üç semavi din varsa, bende onlardan birine inanıyorsam, bende kurtuluştayım zannına varılmasına sebep olunca, Allahın kabul etmediği dinlerin devamına zemin hazırlarsınız ve bunun vebali şu kısa ömür için değmez
Diyalog, hoşgörü, medeniyetler ittifakı masallarıyla avutulan bu miletin, başına ileride bir bela gelince, faturası çok ağır olacaktır. Milli ve dini bütünlüğümüz yıkılacak ve yok olup gideceğiz
Sebep olanlarda; Dünya ve ahiret saadetinden mahrum kalacaklardır.
Lütfen bu satırları tekrar tekrar tefekkür ediniz
UĞUR KEPEKÇİ