Türkiyenin başşehrinde Ulusta patlayan canlı bomba yüce Türk milletinin bağrına saplanan hançerin belki de dışa yansıyan en küçük parçasıdır. Büyükanıt Paşanın; "Olaylardan önce terörü besleyenler kim ona bakmak lazım. Bu olayın arkasında kimlerin olabileceğini iyi düşünmemiz lazım" uyarısını dikkate alıp, bombanın pimini çektiren, düğmeye basan elleri görmediğimiz takdirde, daha çok bombalar patlar da hala uyanmayız.
ABDden medet umulması boş bir hayal
İçerde ve dışarıda âlemin maskarası olmakla kalmayıp; AB ve ABD dayatmalarıyla en önemli güvenlik sorunumuz olan terörle mücadeleyi bile düşmanlarımızın merhametine göre ayarlamaya çalıştığımız müddetçe; başımızdaki sadece terör belasından değil hiçbir beladan kurtulamayız.
ABD Irakı işgal etme maksadını ve BOP projesini izah ederken; Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) ile Irak ve Afganistana getirdiğimiz demokrasiyi 22 İslam ülkesine de getireceğiz ifadesini kullanmıştı. Bu ifadeye rağmen hala terörü önleme konusunda ABD ile oluşturulan PKK koordinatörlüğünden medet umulması boş bir hayaldir.
Bu konuda en çarpıcı açıklamayı Edip Başer Paşanın görevden alınmasından sonra Trabzonda düzenlenen basın toplantısında Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş şöyle dile getirdi;
PKK İle Mücadele Koordinatörü Edip Başer ABD ile ciddi bir çalışma içerisine girmişti. Aylar süren bu çalışmadan sonra yapılan açıklamada hiçbir sonuç alınamadığını kaydetti. Bu olay ilk ortaya atıldığında bunun PKKyı demokratik zemine taşımak olduğunu kamuoyuna deklare etmiştik. Adamın birisi silahını almış üzerinize geliyor, sizi yok etmek için. Siz masa başında anlaşalım diyorsunuz. Bu kadar komik bir iş olamaz. Ben de Bu işe kargalar güler demiştim. Ama mesele devlet meselesi olduğu için de fazla söz söyleyip ileri gitmemize mani olan da vatan sevgimiz ve millete bağlılığımızdır. Zaman ilerledikçe bunun bir işe yaramadığı ortaya çıktı. Edip Paşanın istifasını verip ayrılacağı sırada hükümet, Edip Paşanın görevine son verdi. Bu kurumun devam etmesi gerekiyor. Çünkü ABDnin ikna edilmesi gerekiyor. Hangi konuda? Türkiyenin güvenliğini sağlamak konusunda değil, PKKya bir takım haklar vermek için
Milli bir duruş sergilemek esastır
Bu kötü gidişe dur demenin yolu; Türk milletine tarihteki duruşunu tekrar kazandıracak milli iradenin iktidar edilmesinden geçmektedir. Batının oyunlarına son vererek, milli bir duruş sergilemediğimiz takdirde, bağımsızlığımız sürekli tehdit altında olacaktır. Mustafa Kemal Atatürk ulusumuza bağımsızlık yolunda milli iradenin gerekliliğini Nutukta şöylece dile getirmiştir;
Yabancı bir devletin koruyup kollayıcılığını kabul etmek insanlık vasıflarından yoksunluğu, güçsüzlük ve miskinliği itiraftan başka bir şey değildir. Gerçekten de bu seviyesizliğe düşmemiş olanların, isteyerek başına bir yabancı efendi getirmelerine asla ihtimal verilemez.
Hâlbuki Türk'ün haysiyeti, gururu ve kabiliyeti çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir millet esir yaşamaktansa yok olsun daha iyidir!
O halde, ya istiklal ya ölüm!
İşte gerçek kurtuluş isteyenlerin parolası bu olacaktır. Bir an için, bu kararın uygulanmasında başarısızlığa uğranacağını farz edelim. Ne olacaktı? Esirlik!
Peki efendim. Öteki kararlara boyun eğme durumunda sonuç bunun aynı değil miydi?
Şu farkla ki, istiklali için ölümü göze alan bir millet, insanlık haysiyet ve şerefinin gereği olan bütün fedakârlığı yapmakla teselli bulur ve hiç şüphesiz, esirlik zincirini kendi elleriyle boynuna geçiren miskin, haysiyetsiz bir millete bakarak dost ve düşman gözündeki yeri bambaşka olur. (NUTUK)
Bu sözlerden de nasip alamayanlar yakın komşumuz Irakta patlayan bombaları gözlerinin önüne getirsinler. BOPla beraber gelecek demokrasi de ülkemizin manzarası sadece Ankaradaki bombayla kalmayacaktır. Unutmayalım ki; ABDnin gayretiyle gelen demokrasilerde (Irakta) her gün bombalar patlamaktadır.
UĞUR KEPEKÇİ