***
İster komplo teorisi deyin ister gerçeğin tâ kendisi deyin, parçalanmak ve yok olmak Türkiye Cumhuriyeti Devleti için de söz konusudur. Yaşanan olayların perde arkası aralandıkça kaygılarımız derinleşmektedir. Bu satırları okurken; biz şöyle büyük bir milletiz, asırlara dayanan şanlı bir tarihimiz var falan filan gibi duygulara kapılıp hamaset yapıp, belki de bu satırların yazarını suçlayanlar olacaktır
Değerli okurlar, geçmişin kazançları ile övünmek yeni başarılar elde edebilmemize yaramaz. Ancak gereği yerine getirildiği taktirde istenilen başarılı neticeler elde edilebilir. Durumun ne kadar ciddi olduğunu anlamak için sadece kendi aklınızla (kimsenin yönlendirmesine meydan vermeden) yaşananlara bir bakıp, bir de yakın tarihimiz hakkında az da olsa bilgi sahibi olmanız yeterli olacaktır.
***
Gerek dış gerek iç siyasette uygulanan politikalar adeta ver, kurtul yöntemine endekslenmiş, sözde batılı dost ve müttefiklerimizin verdiği akılla hareket etmekteyiz.
Dün kırmızı çizgilerimiz vardı, şimdilerde ne kırmızı ne beyaz, ne kara çizgimiz kaldı. Dün eşkıya dediklerimizle masaya oturmaya çalışılmakta, eli kanlı teröristlere devletin tepesinden; silahını bırak şehre gel, siyaset yap çağrıları yapılmaktadır! Şehitlerin kanı kurumadan, her gün bir yenisi eklenirken, acıları kalplerden silinmeden yapılan bu çağrının yansımalarını zaman içerisinde göreceğiz. Şehitler, yakınları ve Türk milleti bu durumu ne kadar hazmedebilecek, göreceğiz.
Yakında teröristlere af bile gündeme gelebilir. Bunun sinyalleri, (Cemil Çiçek yalanlasa da) alınmaya başlandı bile! Mecliste çıkarılmaya çalışılan yasa ile; teröre yataklık yapan ya da karışanların, pişmanlık yasasından istifade edecek olanların, istedikleri yerlerde, farklı kimlikle farklı bir yüzle (estetik ameliyatla), yüksek maaşla yaşama şansı verileceği gündem edilmektedir. Meclisten af çağrıları yapılmaktadır. Velhasıl ortam çok karışık bir vaziyet almış bulunmaktadır.
***
Yaşanan olaylara sadece terör olayları olarak bakılmaması gerektiğini geçen akşam Haftanın Sohbeti programında Prof. Dr Haydar Baş şöyle dile getirdi; Dağlıca ve diğer karakol olayları sadece lokal birer olaydır. Meselelerin açığa çıkabilmesi, anlaşılabilmesi için bütün olaylara mutlaka Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) kapsamında bakmak lazımdır. Ayrıca; gidilen bu yolla çözümün hayal olduğunu da dile getirdiler. Sayın Baş; Yaşanan olayların BOP kapsamında gerçekleştiğini belirtirken, BOP eş başkanının da R. T. Erdoğan olduğunu hatırlattı. Meselelerin çözüme kavuşmasının bu şekilde imkânsız olduğunu dile getiren Prof. Dr Haydar Baş, ülkenin bütün meselelerinin ecnebi politikalarıyla değil, kendi milli projelerimiz doğrultusunda yapacağımız işler neticesinde gerçek çözüme kavuşabileceğini vurguladılar.
***
Büyük Ortadoğu Projesi (BOP), ekseninde 22 İslam ülkesine ABDnin istekleri doğrultusunda demokrasi (!) getirileceği sık sık dile getirilmektedir. Kendi topraklarımızın bile tehlike içerisinde olduğu halde, bu proje içerisinde rol almayı nasıl düşünürüz ve nasıl hâlâ çözümden bahsedebiliriz? Ama ne yazık ki, vatandaşımız oynanan oyunu sadece seyretmekle yetiniyor. Bir de oynanan oyunu sanki kendi lehimize olduğunu sanmaz mı..! Asıl insanı çileden çıkaran budur. Allahım, bu ne gaflet uykusudur bilinmez?
Ey milletim gözünü aç! Oynanan tiyatrodur! Ve bütün yollar BOPa çıkmaktadır!
UĞUR KEPEKÇİ