Türkiye'de gündem o kadar çabuk değişiyor ki hangi konuyu yazacağımıza bazen karar vermekte zorlanıyoruz. Bunun da asıl sebebi AKP iktidarıdır. Çünkü hükümetin hâli freni patlamış kamyon gibi bir o yana bir bu yana savruluyor.
Ne zaman duvara toslayacağı belli olmasa da milletimizin sabrını öyle taşırdılar ki erken ya da zamanında bir seçim olduğunda, iktidar sahipleri eski aldığı oyları rüyasında bile göremeyecektir.
Toplumun her kesimi, konuşan da susan da şikâyetçidir. Türk milletinin bir alışkanlığı vardır; güvendiği birine sonuna kadar destek verir. Eğrisini bile doğru kabul eder, hatasını yanlışını görmezden gelir. Sabrı taşınca suskunluğa bürünür, sonra da sandıkta gerekli dersi verir. Türk siyasi tarihinde bunun örnekleri çoktur.
Ancak milletimizin geç ayıkmasının da çok büyük zararları vardır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün bize emanet ettiği Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bütün kazanımlarını yanlış yönetim yüzünden kaybettik.
Milletin sabretmesi, suskunluğu ve gözünün önünde cereyan eden olayları sorgulamaması ya da biat kültürüne alıştığı için bütün kurumlar yandaş tabir edilen kimselerin eline geçti.
İktidar sahipleri her zamanki gibi halkımızı algıyla yönetmeye çalışıyor ama bunlar nafile çabalar. Köprünün altından çok sular aktı. Türk milleti geç de olsa yavaş yavaş ayıkmaya başladı. Çünkü iktidar sahipleri güvenirliğini kaybetti.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulduğunda Osmanlı'dan kalan bütün borçlara rağmen uçak yapacak ve ihraç edecek hale gelmişti. Buna rağmen siyasetçilerin o günleri inkâr etmelerine anlam vermekte zorlanıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız "Toplu iğne yapamıyorduk. Nereden nereye?" diyebiliyor.
Değerli dostlarım, yaşımız ve görgümüz gereği 1970'li yıllarda milli görüş geleneğine mensup vatandaşların dilinden 'toplu iğne bile yapamıyoruz' sözünü duyardık. O zamanlar çocuktuk, gençtik, iletişim çağında yaşamıyorduk. Cep telefonu internet gibi hızlı iletişim yoktu. Ama şimdi çağ değişti.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk bu dünyadan göçtükten sonra yalanla dolanla karatmayla Cumhuriyet'in kazanımları gizlenmiş ve Aziz Atatürk'e iftiralar atılmış. (Bu oyunu milletimize oynayanları yüce Allah' havale ediyoruz.)
Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın Rabbim makamını yüceltsin. Onun sayesinde gerçek Atatürk'ü tandık öğrendik sevgimiz dağlar kadar büyüdü. Meğer Atatürk'ün açtığı yolda yürüyenler sayesinde, 1930'lu yıllarda bırakın toplu iğneyi, uçak yapacak hâlde olduğumuzu öğrendik.
Google'ye 'Türkiye'de ilk toplu iğne fabrikası' yazınca karşımıza ATLI grubu çıktı ve toplu iğnenin serüvenini okuduk.
"Türkiye'de toplu iğne üretimi 1951 yılında ATLI tarafından kullanılmaya başlandı. 1968 yılına gelindiğinde, geniş bir zincir üretimi yanı sıra raptiye, toplu iğne ve ataş üretimiyle ATLI, kaydedilen en büyük tel ürünler üreticisi haline geldi."
Cumhuriyet kazanımlarını inkâr etmek kimseye bir şey kazandırmayacağı gibi kaybettiklerimizi geri almak çok zordur. Her şeyi geri alsanız kaybolan zamanı geri alamazsınız.
Siyasetçiler keşke algı peşinde koşacağına karalama edebiyatı yapacağına Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün bıraktığı yerden hizmetlere ve gayrete devam etselerdi bugün Türkiye Cumhuriyeti Devleti kâinat devleti, milleti de dünyanın en kudretli en zengin milleti olurdu.
Bugüne kadar bunu mevcut iktidarlar da muhalefet de başaramadı. Bunu başaracak Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) kadroları ve genç lideri Av. Hüseyin Baş'tır. Gerçekleri öğrenmekten korkmayın ve gerçeklerle bir an önce tanışın, birlik olun beraber olun kazanan hem milletimiz hem devletimiz olsun.