Manalı manalı bakar, sonrada hiçbir şey söylemeden vaazı bitirir. Cemaat neye uğradığını şaşırır. Arif zatın bu yaptığına mana veremezler ve sorarlar;
-Efendim bu yaptığınıza bir mana veremedik. Nedir bu işin hikmeti Arif zat;
-Bu güne kadar çok şey söyledim, sizde dinlediniz. En kolay iş konuşmak ve dinlemektir. Şimdi birazda dinlediklerinizi yapın görelim, sonra biz çok konuşuruz, sizde çok dinlersiniz diye cevap verir.
Gerçekten de öyle değil mi? Hemen her konuda herkes bir şeyler konuşuyor, yazıyor, ama ne konuşanlar, ne dinleyenler gerekenleri yerine getirmiyor. Yani herkes işin kolayına talip olmuş gidiyor. Bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete
Teröre kurbanlar vermeğe devam ediyoruz. Bazen efelenerek, bazen sabırla, bazen kafa tutarmış gibi roller sergiliyoruz. Sonucunda gene ağa babaların, üzerimizde hesapları olan küresel güçlerin, AB nin ABD nin istediği noktaya geliyoruz. Yaşlısından gencine, sivilinden askerine, emeklisinden görevlisine varıncaya kadar hemen herkes; terörün amacını, arkasındaki güçleri bilmekte ve artık açıkça dillendirmektedirler. PKK nın kullandığı silahtan, uyguladığı stratejiye, taşıdığı fikirlere varıncaya kadar kimin kontrolünde faaliyet gösterdiği açıkça meydandayken, biz ABD ile terör meselemizi çözmek için konuşmaya gidiyoruz. Yani her zamanki gibi işin kolayına talip olmaya gidiyoruz. Konuşmaya ve dinlemeye(!)
Alacağımız cevap, yada uygulayacağımız metotlar, gene ABD nin istekleri doğrultusunda olacaktır. Göstermelik birkaç faaliyet(!) neticede asla biz kârlı çıkmayacağız..! Geçici bir süre sorunlar çözülmüş gibi görünse bile, işler daha sinsi bir hale bürünecektir.
Sınır ötesi hareketin olması yada olmaması, tezkerenin gereğinin yerine getirilmesi yada getirilmemesi, devlet ve millet olarak kendi başımıza vereceğimiz bir karar olsa, ne ala. Ama maalesef dostumuz olmadığı açıkça meydana çıkan ABD nin kararıyla yapacağımız her iş, mutlaka bizim zararımıza olacaktır. Roller biçilmiş bize de oynamak düşüyor(!)
Başkalarının gündeminde rol almaktan kendi gündemimizi belirleyemez bir hale düştük.
Başımıza örülen çorapları anlamak için son birkaç günde yaşanan olaylara, Bush ziyareti öncesi yaşananlara bir bakalım;
Ermeni soykırımını tanıma yasası, karakol baskını, şehitler, esir askerler, Başbakan- Bush görüşmesinden bir gün önce esir askerlerin DTP li vekillere teslim edilmesi. İşte tam bu kargaşada masaya bile otururken elimiz çok da güçlü olmayacak, ABD nin arzu ve istekleri yerine gelecek.
Devletin bekasını korumak mı? Hak getire..!
UĞUR KEPEKÇİ