İnternet dünyasındaki haberleşme grupları aracılığıyla bazen ilginç ve önemli haber ya da belgelere ulaşmak mümkün olmaktadır. Bunlardan biri de diyalogun meyveleriyle(!) alakalıydı. Haber şu şekilde aktarılmıştı:
ABD'de çift dinlilik diye bir şey ortaya cıktı ve moda oldu.
Bir kişi hem Müslüman hem Hıristiyan veya hem Hıristiyan hem Yahudi olabiliyor...
http://www.youtube.com/watch?v=pLmwkuoG1cg
Değerli okurlardan biri bu haberi linki ile birlikte vermiş. Biz de bu olayın yeni olmadığını ve hatta dindeki bu sapıklığın ABDde değil de kendi topraklarımızın üzerinde başlatıldığını ortaya koyarak hafızlarınızdaki bilgileri tazelemek istedik.
Çifte dinlilik ilk defa; Fetullah Gülenin onursal başkanlığını üslendiği Gazeteciler ve yazarlar vakfının Nisan 2000 de Şanlıurfada düzenledikleri sempozyumda Hıristiyan bir erkekle Müslüman bir kadının üç farklı dine göre törenlerle nikâhlarının kıyılmasıyla gündeme gelmişti. Haberin Zaman gazetesindeki duyuruluş şeklini vicdanlarınıza sunuyorum. Tarih 15. Nisan. 2000
Diyalogdan düğüne
Sosyoloji profesörü Hıristiyan Lester Kurtz ile gazeteci Müslüman Meryem Kurtz'un nikâhları, Urfa'da İbrahim Camii'nde müftü, haham ve papazın huzurunda kıyıldı.
Lester Kurtz ve Mariam (Meryem) Kurtz, Şanlıurfa'daki Dinlerarası Diyalog Sempozyumu'nun en ilginç konuklarıydı. Biri Teksas'tan yani Amerikalı, diğeri Darussalem yani Tanzanya'dan. Biri beyaz, diğeri ise siyahî. Biri metodist protestan bir ailede büyüyüp Quaker olarak hayatını sürdürüyor, diğeri ise Müslüman. Biri Teksas Üniversitesi'nde sosyoloji profesörü, diğeri ise gazeteci. Onları bir araya getiren bundan bir yıl önce Prof. Lester Kurtz'un Afrika'da katıldığı bir konferans olmuş. Konferansı bir gazeteci olarak takip eden siyahi gazeteci Meryem, Lester ile uzun bir tartışmaya dalmış ve bir hafta sonra kendilerini evlilik sürecinde bulmuşlar. Amerika'ya yerleşip resmi nikâhlarını yapmışlar ve tam bir yıldır dini nikâh kıymak için beklemişler. İşte bu bekleyişi nihayet önceki gün Urfa'da İbrahim Camii'nde müftünün huzurunda kıydıkları nikâhla nihayete erdirdiler.
Hz. İbrahim'in mekânında
Haham, papaz ve müftünün huzurunda kendisini kelimei şehadet getirerek 'hem Hıristiyan, hem de Müslüman' ilan eden ve aynen çifte vatandaşlıkta olduğu gibi çifte dinli olmak istediğini ve Meryem ile evlenerek geçmişinde sahip olduğu Hıristiyan kültürle İslam kültürünü meczetmek istediğini belirten Lester, 'Quaker olduğum için herhangi bir Hıristiyan doktrinine bağlı hissetmiyordum kendimi, dolayısı ile İslamiyet'in güzellikleri ile geçmişimdeki Hıristiyanlıktan kaynaklanan güzellikler arasında bir tezat görmüyorum ve iki dinin güzelliklerini İbrahim Peygamber'in mekânında Musevi dostlarımın da duaları ile Meryem'le birlikte dini nikâh kıyarak sürdürmek istiyorum' dedi. Gözleri dolu bir biçimde bu anı beklediğini belirten Meryem ise Lester'in geçen yıl bir ay oruç tuttuğunu, Ramazan boyunca beş vakit namaz kıldığını, birlikte Hıristiyan bayramlarını da kutladıklarını; fakat İslami usullerle nikâh kıymayı hep arzuladıklarını vurguladı. Üç dinin duaları ile salavatlar eşliğinde gerçekleşen nikah merasimi, katılımcıları derin ve anlamlı düşüncelere sevk etti.
Hem Hıristiyan hem de Müslüman
Diyalogun bir başka göstergesi ise Lester ile Meryem'in nikâhlarıydı; haham, papaz ve müftünün huzurunda kelime-i şehadet getiren Lester kendisini, 'hem Hıristiyan, hem de Müslüman' ilan etti. http://arsiv.zaman.com.tr/2000/04/15/guncel/2.html
ABD de moda olduğu iddia edilen çifte dinlilikte emeği geçen diyalogcuları, açtıkları çığırdan ne kadar nasiptar olduklarını öğrenirde belki tevbe edip yanlıştan dönerler diye Yüce Peygamberimiz Âlemlere Rahmet Hazreti Muhammed (sav) efendimizin bir hadisi şerifi ile uyaralım dedik;
Müslümanlıkta iyi bir yol açan kimseye o yolun sevabı verileceği gibi o yolda gidenlerinde sevabı verilir; bunun yanında onların sevabından bir şey eksilmez. Müslümanlıkta kötü bir yol açana o yolun günahı verileceği gibi o yoldan gidenlerin günahı da verilir; bunun yanında o yoldan gidenlerin günahı eksilmez. (Riyazüssalihin / Müslim)
UĞUR KEPEKÇİ