Ülkemizin dini ve milli bütünlüğünü tehdit eden misyonerlik faaliyetleri hızlanarak devam etmektedir. Her gün yeni bir olaya şahit olmakla yüreğimiz yanmaktadır. Ama ne çare, çıkarılan AB uyum yasalarıyla misyonerler ellerini kollarını sallaya sallaya rahat bir şekilde İncil dağıtmaya ve evlatlarımız Hrıstiyan yapılmaya çalışılmaktadır.
Diyaloga taraf olan nurluların(!) estirmeye çalıştıkları birkaç sanal tiyatro gizli Müslümanlık teranesinin aksine ülkede Hrıstiyanlaşma oranı hızla artmaktadır. Yapılan saptırma faaliyetleri; misyonerlerin faaliyetlerini gizlemeye yöneliktir. diyalogun meyveleri zehir saçmaktadır.
Hemen her gün basında çıkan haberlere bakınca misyonerlerin yaptıkları çalışmaların daha verimli meyveler verdiğine şahit oluyoruz. Size iki olayı aktarmak istiyorum. Internet gazetelerinden www.haberA.com da Murat Çoban Beyin Türkler Hrıstiyanlaşır mı adlı makalesinde, yapılan misyonerlik faaliyetlerinin boyutuna ve bu konuda ortaya konan faaliyetlere dikkat çekilmektedir.
Uzun yıllardır dillendiriliyor ancak, hakkını vermek lazım en gür sesi Haydar Baş çıkardı. Türkiye üzerinde din konusunda önemli ve acımasız oyunlar oynandığını, ülkenin giderek Hıristiyanlaştırıldığını söyledi. Açıklamalar yetmedi, sağda solda konferanslar verdi, ülke aydınlarını bu konuda çok daha fazla uyanık olmaya ve Türkün dinine sahip çıkmaya davet etti.
Haydar Baş Hocanın yıllar önce göstermiş olduğu reel tehlike bugün bir bir çıkıyor. Türkiyede yerli yada yabancı misyonerler tarafından özenle yürütülen "Türkün dinini Hıristiyanlaştırma" politikası adım adım Türkün dinini elinden alıyor. Yüzyıllarca diniyle dünyaya adalet dağıtan Türk, şimdilerde dinini kaybetme noktasına geldi. İfadesini kullanarak, yaşadığı bir olayı aktarmaktadır;
Geçenlerde tesadüfen konuştuğumuz bir genç hanımın boynunda asılı olan ve ısrarla sakladığı haç dikkatimizi çekiyor ve bu konu üzerine sohbete başlıyoruz.
Müslüman bir ailenin Müslüman bir ferdi olduğunu anlatıyor bize hanım kızımız.
Peki boynundaki kolyenin anlamı nedir? diye sorduğumuzda Jennifer isimli bir ABDli arkadaşımın cevabını alıyoruz.
Arkadaşının kolyesi senin boyunda ne geziyor? sorumuzu ise yanıtsız bırakıyor.
Aslında kafasının çok karışık olduğunu söyleyerek dökülmeye başlıyor. Bir yaratıcının olduğuna inandığını ancak bunu adlandırmakta güçlük çektiğini anlatıyor bizlere. Jenniferin gerçekte ABDli bir misyoner olduğunu, Ankarada yaşadığını, hatta kocasının da profesyonel bir misyoner olarak çalıştığını aktarıyor.
Ankarada bulunan bir çok kilisenin çok aktif olarak Türk gençlerini topladığını ve belli bir plan program çerçevesinde bu kafaları karışık Müslümanlara kurslar verdiklerini ifade ediyor. Bu derslerde mukaddes kitabın (yani İncili kastediyor) içeriğinin anlatıldığını, Hz. İsanın mucizelerine yer verildiğini açıklıyor bizlere.
Aktaracağım ikinci olay, Serhat şehrimiz Kiliste cereyan etmiştir. Yine Internet gazetelerinden www.kilispostasi.com dan Sayın Mehmet İnekçioğlunun Aman Kilis'te Fare varmış makalesinden öğrendiğimiz kadarıyla düğün değil bayram değil ABD den bir grup ilim adamı kalkıp Kiliste sınır bölgesinde yaşayan Kilis Hamsteri farelerini incelemeye geliyor. Boş zamanlarında da asli görevleri olan misyonerlikle uğraşıyorlar. Tabi ki sen meydanı boş bırakır, kanuni serbestliği sağlarsan; Evliya Çelebinin 3000 Sahabe merkatına(kabir) rastladım diye methettiği Serhat şehrimiz Kilisimize kalkar gelir vatan evlatlarının ellerine İncil tutuştururlar.
Şimdi Kilis Barosu avukatlarından Galip Akdağın yakın zaman önce yaptığı tespiti aktararak oynanan oyunun büyüklüğüne dikkatinizi çekmek istiyorum "Kilisin BOP Projesindeki önemi ve konumu çok farklıdır. Kilis, güney sınırımızdaki tek Türkmen şehridir; demografik yapısı ABD'ye ait olan Büyük Ortadoğu Projesine hiç de uygun olmayan tek şehirdir. PKK hiçbir zaman burada bir yer edinememiştir. Şimdilerde AKP Kilis Milletvekili Hasan Karanın; İslâhiyenin KİLİSe bağlanmasını bir Hükümet İcraatı gibi gündem etmesinin arkasında yatan asıl amaç da Kilisin demografik yapısının BOPa uygun hale getirilmesidir."(kilispostasi.com)
Misyonerlerin asıl gayesi toprak bütünlüğümüzü bozmaktır. Aymazlara duymazlara tekrar tekrar Prof. Dr. Haydar Başın veciz sözünü hatırlatmakta fayda görmekteyim. Dini bütünlüğümüz milli bütünlüğümüz, Milli bütünlüğümüz dini bütünlüğümüzdür
UĞUR KEPEKÇİ