Dünya, kimilerine göre uğrunda savaşlar verilecek kadar kıymetli, kimilerine göre uğrunda sevdalanacak kadar değerli, kimilerine göre imtihan yeridir.
Âlemlere Rahmet Hazreti Muhammed (s.a.v.) efendimizin buyruğu ile sineğin kanadı kadar bile değeri yoktur. "Dünyanın Allah katında bir sinek kanadı kadar değeri olsaydı, kâfirler ondan bir yudum su içemezdi." (Tirmizi, Zühd:13; İbn Mâce, Zühd:13)
Dünya ile alakanın bilgisi, yol ve yordamı bilinmeden bir hayat sürmeye kalkanların, hem dünya hem ahiret hayatının tehlikeye düşme riski vardır. O zaman dünyanın ve dünya malının gerçek yüzünü görmeli; bize ne gibi zararlarının olduğunun da bilinmesi gerekmektedir.
Bu konuda İmam Muhammed Bakır(a.s.) dünya ve içindekiler hakkında şöyle buyurmuştur:
“Dünyayı bir saat kalacağın ve sonra da oradan göçüp gideceğin bir menzil veya uykuda hoşnut olup da uyandığında elinde kalmayan bir mal farzet. Bu misali söylemem, Allah’ın tevfiki ile akıl edip amel etmen içindir.”
“Mal ve mevki sevgisinin mü’minin dinine verdiği zarar, çobansız bir sürüye, biri önden biri arkadan dalan iki kurdun verdiği zarardan daha hızlı ve yakıcıdır.” (İmam Muhammed Bâkır / Prof. Dr. Haydar Baş/ Sayfa 158)
Gerek Kuran, gerek Sünnet ölçülerinin, Ehl-i Beyt imamlarının ve Onların yolunun devamı hükmünde olan kâmil insanların, (mürşidi kâmillerin) gayesi, dünyanın aldatıcı çehresini tanıtmak olmuştur.
Dünya ve mal sevdası, insanı yaratılış gayesinden uzaklaştırmaktadır. Dünya sevgisine kapılan kimseler, yaratılış gayesi olan ibadet ve kulluklarını da aksatmaktadırlar. İbadetin azalmasıyla kalpte dünya sevgisi yerleşmekte, ilahi aşk ve heyecan da azalmaktadır.
Kalbi iki şeyi bir arada kabul etmeyen bir kap olarak düşünürsek. Birinin girdiği kadar diğerinin(zıddının) da azaldığını görürüz. Yaratılış olarak ilahi aşk ve muhabbetin barınağı olan ve nazargahi ilahi olarak kabul edilen kalp, dünya sevgisinin istilasına uğrayınca, yerini dünyaya ait şeylere terk eder, o kalbe dünya ve sevgisi yerleşir.
Kalbine dünya ve mal sevgisi giren kimseler, dünyanın cazibesine kapılınca sanki ölmeyecekmiş gibi bir yanılgıya düşerler. Dünya sevgisi gittikçe artan bir cazibeyle, sahibini peşi sıra sürüklemeye devam eder; hem bu dünyada, hem de ahirette hüsrana uğratır. Bu gerçek Hadisi Kutside açıkça dile getirilmiştir; “Ey dünya! Bana hizmet edene sen de hizmet eyle. Sana hizmet edeni de bir köle gibi kullan.”
Rabbim dünyanın cazibesine kapılmadan dünyadan istifade etmeyi, zararlarından korunmayı, ahiret yurduna götürebileceğimiz güzel azıklar toplamayı nasip eylesin. Âmin.
Uğur Kepekçi / 15.Eylül.2012