Yıllardır ömrünü milletine hizmete adayan bilge insan, eğitim kültür ve siyaset alanında birçok dalda eserler ortaya koyan, özellikle de çağa damgasını vuracak nitelikte Milli Ekonomi Modeli, Sosyal Devlet Milli Devlet ve Ehl-i Beyt Külliyatı eserlerini milletimize kazandıran Prof. Dr. Haydar Baş 2011 yılını değerlendirdi.
Prof. Dr. Haydar Baş, Meltem TV ekranlarından ilgiyle takip edilen yeni yıl değerlendirmesinde çok önemli mesajlar verdi. Bizler de dağarcığımızda kalanları sizlerle paylaşalım istedik:
Türk siyasetinin Avrupa ve ABD'nin boyunduruğu altında olduğunu?
Türkiye?nin bölünmenin eşiğinde geldiğini, birbirine sıkı sıkı bağlı olan bu milletin arasına nifak tohumları ekildiğini?
Türk milletinin tüm oyunlar karşısında tepkisiz kaldığını?
Türk milletinin yörüngesini bir an önce değiştirmesini gerektiğini?
Türkiye?yi kurtaracak formülleri ortaya koymalarına rağmen milletin buna sırt çevirmesinin Mehdi a.s bile yeryüzüne gelse ona da sırt çeviririz tavrıyla eşdeğer olduğunu?
Milletimizin haçlının limanına nasıl sürüklendiğini?
Fiili olmasa da kültür, fikir, medeniyet savaşının yaşandığını günümüzde milletimizin çok uyanık olması gerektiğini dile getirdi?
Her şeye rağmen çarenin var olduğunu, Türk milletinin bu badirelerden kurtulması için gerekli projelerin ve donanımın Bağımsız Türkiye Partisi kadrolarında var olduğunu, Ehl-i Beyt anlayışının tüm değerlerimizin buluşma noktası olduğunu söyledi?
Bu güne kadar suçlanan siyasiler olduğunu ama asıl suçlunun milletin kendisinin olduğunu da dile getirdi?
Çünkü seçimi yapan milletin kendisinin olduğunu, milletin kendi eliyle bu günleri hazırladığını söyledi?
Gerçekten de tarihe not düşülecek bu tespitlere katılmamak mümkün değildir. Sayın Prof. Dr. Haydar Baş?ın da dediği gibi milletimizin mutlaka gerçekleri görmesinden, ayıkmasından ve rotasını değiştirmekten başka yapılacak bir şey kalmamıştır.
Milletimize düşen görev; tercihini doğrudan yana kullanmak, Ehl-i Beyt anlayışını taçlandıran Prof. Dr. Haydar Baş?ın fikirlerini başına taç, gönlünü muhtaç kılmaktır. Gerisi lafı güzaftır, vesselam?
Uğur Kepekçi