İslam inancında emanet ve söz kavramına çok büyük önem verilir. Mu'minun suresinin ilk ayetlerinde kurtuluşa erecekler madde madde sıralanmıştır.
1. Gerçekten müminler kurtuluşa ermiştir / 2. Onlar ki, namazlarında huşû içindedirler / 3. Onlar ki, boş ve yararsız şeylerden yüz çevirirler /4. Onlar ki, zekâtı verirler / 5. Ve onlar ki, iffetlerini korurlar / 8. Yine onlar (o müminler) ki, emanetlerine ve ahitlerine riayet ederler / 9. Ve onlar ki, namazlarına devam ederler. / 10. İşte, asıl bunlar vâris olacaklardır / 11. (Evet) Firdevs'e vâris olan bu kimseler, orada ebedî kalıcıdırlar.
Bu makalemizde emanet ve söz kavramı üzerinde duracağız.
8. ayette kurtuluşa erecek kimselerin "emanet ve ahitlerine riayet etmesi gerektiğinden" bahsediliyor.
Rahmeti Haydar Baş Hocamız bir dava adamıydı. Ömrünün son anına kadar da öyle kaldı. Vuslata ermeden önce de defalarca davasını yetiştirdiği kadrosuna emanet etmişti. Onun davası; ibadetiyle, siyasetiyle, ticaretiyle, maddesiyle manasıyla bir bütündür. Bütünü parçalara ayırdığınız zaman hiçbir parça bütünü ifade etmez. Bu sebeple onun emaneti de bir bütündür. Parçalara ayrılamaz.
Gerek salon konuşmalarında gerek meydanlarda yaptığı konuşmalarda onu dinleyenlerden sürekli söz alırdı. "Var mısınız?" diye de 3 defa tekrar ettirirdi. O ne yaptığının farkındaydı. O Allah'a karşı vazifesini yerine getiriyordu. Uyarıyor, yol gösteriyor, sonra da "var mısınız?" diye söz alıyordu. Dinleyenler de belki de kendine yüklenecek sorumluluğun farkında olmadan "varız" diye haykırıyordu. Ona dava arkadaşlığı yapan yetiştirdiği kadrosu hiç tereddüt etmeden bilinçli bir şekilde "varız" diye haykırıyordu. Hem de sayısını bile unutacak kadar çok kere…
Haydar Baş Hocamızın Hakka vuslatının seneyi devriyesinde yapılan anma merasimlerinde gördük ve şahit olduk ki; onun davasını emanet alan kadrosu bir adım dahi geri durmadan onun emanetine bir bütün olarak sahip çıkmaktadır.
Yaptıkları konuşmalarda, mısralara döktükleri şiirlerinde, şarkısında, türküsünde, hep onun hatıralarını canlandırdılar. Bağlılık sözü verdiler.
Biz de onun hatırasına saygıyla birlikte, verdiğimiz sözde duracağımızı ve emanetine sahip çıkacağımızı kendi lisanımızla bir şiirle dile getirmeye çalıştık.
Emanetine Biz Sahip Çıkacağız
Rüzgarlar ne kadar sert eserlerse essin
Senin emanetine biz sahip çıkacağız
Şer güçler yolumuzu türlü hileyle kessin
Senin emanetine biz sahip çıkacağız
Sunduğumuz çareden kaçarlarsa kaçsınlar
İsterse başımıza türlü bela açsınlar
Her yana kötülüğü saçarlarsa saçsınlar
Senin emanetine biz sahip çıkacağız
Vatan millet düşmanı bütün güçler bir olsa
Önümüz her yanımız hep hainlerle dolsa
Satsalar her tarafı bir avuç toprak kalsa
Senin emanetine biz sahip çıkacağız
Haydar Hocam üzülme kadron senin yolunda
Dizilmiş Hüseyin'in hem sağında solunda
Kuşanmışlar davanı hepsi senin rolünde
Senin emanetine biz sahip çıkacağız.