Dünya kurulduğundan bu yana konulan kurallara uyanlar olduğu gibi kurallara uymayan, kanunları çiğneyen insanlarda olmuştur. Bu süreç kıyamete kadar sürecektir.
Kanun dışı eylemler yapan, sürekli toplumun refahını, huzurunu bozan, haksız taleplerde bulunan, devletle çatışma politikasıyla isteklerinin yerine getirilmesini talep eden çetelere dünden bugüne eşkıya denmiştir.
Her toplumda eşkıyalık devlet otoritesinin zayıfladığı dönemlerde devlete millete egemen olmuş, devlete millete meydan okumuş, halkı hayatından bezdirdiği dönemler olmuştur. Ancak devlet yapısı sağlam olan milletler her ne pahasına olursa olsun bunun üstesinden gelmesini bilmiştir.
Güçlü iktidardan, güçlü siyasetten, güçlü ekonomiden bahsedilmesine rağmen eşkıyanın hüküm sürüdüğü, istediği gün ve saatte istediği eylemi yapabilecek seviyeye geldiği, devlete ve millete meydan okuyacak gücü elde ettiği süreci yaşamaktayız.
Gelinen bu noktada, bu süreçte emeği olan herkesin şapkasını önüne koyma zamanının gelip geçtiği döneme girilmiştir. Milletimizin bu konuda tahammül sınırları zorlanmaktadır.
Bir yandan kan akıyor, ana kuzuları şehit oluyor? Eğer devlet adına hala birileri eşkıya ile pazarlık peşinde ise, eğer hala birileri barış tiyatrosuyla askerin elini kolunu bağlamaya çalışıyorsa, eğer hala İmralı?dan, Kandilden, sahte müttefiklerimiz ABD den AB den talimatlarla vakit geçiriliyorsa, bunun kabul edilir bir tarafı kalmamıştır.
Beyler, bayanlar, etkililer, yetkililer, yazarlar, çizerler, kanaat önderleri, siyasiler; bu yolda atılan adımlar milleti ve devleti yanlış yerlere götürüyor. Bölünmeye, parçalanmaya, iç savaşa doğru sürüklüyor.
Demokratik açılım adına verdiğiniz tavizler eşkıyaya ödün vermiştir. İmralı ile yaptığınız anlaşmalar terörü güçlendirmiştir. Eşkıya toprak istemeye, devlet istemeye, can istemeye başlamıştır.
Hiçbir devlet, hiçbir örgüte, çetelere, eşkıyaya ödün vererek varlığını sürdüremez. Tarihten örneklere bakın, dünyanın her yerinde bu böyledir. Geçmişte bizde de böyleydi. Ama ne olduysa demokratik açılım tiyatroları sahneye konmaya başladıktan, ne olduysa PKK sorununa Kürt sorunu olarak bakılmaya başlandıktan sonra oldu. Bu değirmene kimler su taşımadı ki? Bu sürece emeği geçen, gaflet, delalet ve ihanette payı olan herkesi yüce Mevla?ya havale ediyorum.
UĞUR KEPEKÇİ