Atalarımız bir sözlerinde; ?gâvurun ekmeğini yiyen gâvurun kılıcını çalar? demişlerdir.
Etrafımızda yaşanan olaylara baktığımız zaman; kim kimin dostluğunu, kim kimin adamlığını yapıyorsa, onunla ekmek ilişkisi, menfaat ilişkisi olduğunu gözlemlersiniz. Bu eylem bazen öyle noktalara varır ki akıllara durgunluk verecek boyutlara ulaşır. Ekmeğini yediği kendi dininden olmasa bile onun menfaatine çalışan ve onun adamı olduğunu görürsünüz.
Son günlerde dünyada özellikle de Türkiye?nin etrafında dönen olaylara baktığımızda baş döndürücü bir trafik cereyan etmekte olduğunu; adım adım bazı olayların içine çekilmeye çalışıldığımızı gözlemliyoruz.
Ortadoğu ve Afrika?da topraklarında bulunan İslam ülkeleri, uzun zamandır adeta kaynayan kazan görümündeydi? Belli ki gelişen olaylar bir şeylere gebe idi?
Ve sonunda beklenen gerçekleşti. Millet olarak yönümüzü batıya çevirdiğimiz andan itibaren haçlı batılı gibi düşünmeye, haçlı batılı gibi yaşamaya başlamış olduğumuz süreç, haçlı batılı ile bizi aynı çizgide buluşturdu. Bir Müslüman ülke olan Libya?ya saldıran haçlı dünyasıyla ortak olduk ve hatta onlara karargâh olduk?(Daha önce Irak saldırısına yardım ve yataklık yapıldığı gibi)
Şimdi de en yakın komşumuz olan Suriye?ye saldırmanın hesaplarını yapıyoruz?
İşin en acı tarafı nedir biliyor musunuz değerli dostlar? Kanaat önderi diye bu milletin arkasından gittiği; sakallı, şalvarlı, cübbeli hoca efendiler bile Müslüman?ın Müslüman?ı kırması şeklinde gerçekleşecek olan Suriye saldırısı gibi korkunç bir oyunun parçası olmaya hazırlanıyor?
Milletimizin ilgiyle takip ettiği şu meşhur cübbeli hocanın verdiği fetvaya bakın Allah aşkına:
Cüppeli Hoca, bir TV konuşmasında kendisine sorulan ?Suriyeli Müslüman askerlerle savaşan askerler şehit olur mu?? sorusuna şöyle cevap veriyor: ?Tabi şehit olur. Bizim askerimiz meşru müdaafa ve oradaki mazlum insanları kurtarmak için müdahale ediyorlarsa, hayatını kaybederse şehit olur. Biz Saddam?a evliya mı dedik. Esat zalimdir. Burada zulüm yapılıyor. Zalimin zulmünü durdurmak meşrudur. Zaten Şiiler hep Müslümanlarla savaşır. İran?ın Suriye?ye desteği ortadadır. Bizim hükümetimiz de bunu iç işimiz diye sahipleniyor. Doğru yapıyorlar. İç işimizdir. Sahiplenilmesi lazımdır. Oradaki halk Türkiye?den medet beklemektedir. Türk ordusunun Suriye?ye girmesi caizdir.? (Yeni Mesaj/ Cüppeli Suriye?ye savaş ilan etti!/ Muharrem Bayraktar)
Aman Allah?ım ne oldu da biz bu kaderi yaşıyoruz? Nasıl oldu da devletimiz, milletimiz, askerimiz, hacımız, hocamız, kan emici zalim işgalci haçlı orduları ile aynı safta buluşmaya, Müslüman Türk milletinin evlatları, şalvarlısıyla cübbelisiyle bu savaşa destek vermeye hazırlanıyor!
Aslınsa ortada çok karmaşık bir durum yok? Her şey açık ve önümüzde duruyor. Yapılacak iş, herkesin kendini ciddi bir muhasebeye çekmesidir. O zaman işin aslını, işin kader cephesini de anlamış oluruz.
Yıllardır uyguladığımız politikalarla zaten haçlının safında yer almayı biz istemedik mi?
Sayın Başbakan; ?iktidar için gerekirse papaz elbisesi bile giyerim? demedi mi? Ve halkımızın büyük bir çoğunluğu bu sözlerin sahibine destek vermedi mi?
Yıllarca aldığımız borçlarla, buyruklar almadık mı?
Bir yerde gâvurun ekmeğini yemedik mi?
Alın size hak ettiğimiz kader; şimdi de gâvurun ekmeğini yiye yiye Allah devletimize milletimize gâvurun kılıcını çalmayı nasip etti. Kimsenin kimseye bir söz söyleme hakkı kaldı mı?
Asırlarca savaştığımız; kan verdiğimizi, can verdiğimiz, toprak verdiğimiz haçlı dünyası ile inancımız örfümüz menfaatimiz hemen hemen hiçbir konuda birlikteliğimiz olmamasına rağmen aynı safta birleştik.
Asırlardır bırakın Müslüman olanları, gayrimüslim azınlıkların bile sığınağı olmuş aziz bir milletin evlatlarına; tarihinde, haçlı dünyasıyla aynı safta buluşma, dünyada dökülen Müslüman kanının vebaline ortak olmak zilleti de nasip oluyor?
Ve şimdi de BOP kapsamında bölgemizde hesabı olan gâvurun kılcını çalmaya kalkışıyoruz!
UĞUR KEPEKÇİ