Fransada başlayan şiddet olayları diğer AB ülkelerine de sıçradı. Dünyaya nizam vermeye alışan Avrupalı dostların, bu sefer başı bayağı dertte. Fransa sokağa çıkma yasağını düşünmeye başladı bile (küçüklere sokağa çıkma yasağı uygulamaya konulmuş vaziyettedir.)
Allah başa vermesin, terörden şiddetten anarşiden kimse fayda görmemiştir. İnsanlığın terörden çok canı yandı. Yazdığımız makalelerde sık sık gündem ettiğimiz bir husus batılı insanların idarecilerini uyarmalarını, başta Irakta ve dünyanın dört bir yanında hükümetlerinin döktüğü kanı durdurmalarını, yoksa ilerde kendilerinin de böyle dertlere düşeceklerini yazmıştık.
Batıda oluşan bu kaos, Batının hakim güç olduğunu iddia eden, onları gözlerinde büyüten, inançtan yoksun kafaların ayıkması için bir fırsattır. Onlar, kendi sömürü düzenlerini önce kendi içlerinde kurmuş, sonrada civar ülkelerin insanlarını, milletlerini ve devletlerini sömüre sömüre kan emici vampirlere dönmüş bir vaziyettedirler.
Irakta ramazan, bayram, demeden masum insanların kanını canını namusunu tarumar eden zalimlerin, Hak ettikleri cezayı bulacakları muhakkaktır. Allah zalimlere merhamet etmez ilahi bir kuraldır. Mazlumun ahı indirir şahı demişler atalarımız. Yıkılmaz dediğiniz nice duvarlar nice putlar nice birlikler yıkılmıştır dünyada. Zulümle payidar olunmayacağı bilinen bir gerçektir.
Prof. Dr. Haydar Baş AB nin kökleri sağlam olmayan bir yapıya sahip olduğunu, tamamıyla batıl bir inanç ve sömürüye dayalı olduğunu 10-15 yıl içerisinde mutlaka dağılacağını haber vermişti. Bu dağılmanın sinyalleridir. AB nin Kendini toparlaması bayağı zaman alacaktır.(!) Avrupanın güvenli gibi görünen sahte görüntüsü meydana çıkmıştır. Bizdeki bazı aklıevvellerin özgürlük için ABye girmek istiyoruz, iddiasının asılsız olduğunun, artık görülmesi lazımdır. Kendi vatanında göçmen bile olsa, vatandaşlık hakkı almış kişilere barbarca davrananlar; sana bana hele de Müslüman Türk Milletine nasıl davranırlar.
Batıda özgürlüklerin, sahte olduğunu anlayan diğer ülkeler ve milletler; Özgürlükler adına yeni ufuklara açılabilirler. Sömürülenler cesaret bulup, ayaklanmalar diğer ülkelere sıçrayabilir. Zaten sinyaller de bu yöndedir.
Güzelim ülkemi bölmek parçalamak adına, etnik kökenleri farklı olan kardeşlerimizi kışkırtmaya çalışan batı, artık kendi derdine düşmüştür.
Eğer kanlı ellerini diğer ülkelerden çeker de kendi dertlerine düşerlerse, belki kurtulurlar. Yoksa da, tarihin karanlık sayfaları arasında kaybolup gidebilirler.
Dünyanın küreselleşme adına manevi değerleri göz ardı ederek sömürdüğü toplumlardan, ağır bir darbe yiyebileceğini yine Prof. Dr. Haydar Baş Bey Niçin Türkiye adlı eserinde açık bir şekilde dile getirmişti:
İnancın hakikisini bulursa hakikisi ile beraber ruhunu tatmin eder, bulamazsa sahte ilahlarla kendini avutur. Biz, o zaman, inanç olarak insanımızın önünü açmalıyız. Önünü kapattığımız zaman bu insanların sahte ilahlara tapınması kaçınılmaz olur. Sen bugün globalleşme adı altında onu bütün manevi değerlerden kopartıyorsun. Bu değerlerden kopan insanın önünde durmak mümkün değildir. Sel gibi gelir, seni çiğner atar.(s:35)
Küreselleşme hareketleri aynı zamanda dünyadaki milliyetçilik hareketlerini de ateşlemiştir. İnsanın kendi değerlerini yok etmeye çalışırsan, tabiî ki o da kendi değerlerini korumak adına mücadele edecektir. Küreselleşmenin insanlığın yararına bir faaliyet olmadığını bizdeki AB hayranlarından başka herkes anlamıştır. Darısı bizimkilerin başına diyor ve daha güzel ve daha huzurlu bir dünya temenni ediyorum.
UĞUR KEPEKÇİ