Bağımsız Türkiye Partisinin başlattığı Bağımsız Türkiye mitinglerinden biri de Gaziantepte düzenlendi. Gaziantep istasyon meydanına akın akın gelen gazi evlatları, kendinden beklenen duyarlı davranışı yerine getirmiştir. Dün Antep savunması için çok büyük bir öneme sahip Karatarla mitingine gelen Antepli, bugün aynı ruhla tekrar alana koşmakla; gerekirse her zaman destan yazabilecek bir mücadeleye hazır olduklarının mesajını vermişlerdir.
85 sene önce İşgal kuvvetlerinin şiddetini artırarak yaptıkları saldırılarla adeta canından bezdirilen Anteplilerin maneviyatı kırılmaya çalışılmaktaydı. Takviye edilen kuvvetlerin karşısında düşmanla savaşmak konusunda azmi kırılanların sayısı artmaktaydı.
15,5luk topların halkın maneviyatında yaptığı etki, uçaklardan atılan beyannameler, şehirdeki savaşa karşı olanları cesaretlendirmiş, halk arasında harb aleyhtarı propagandalar yapılmağa başlanmıştı. Bu durum karşısında halkın nabzını yoklamak kararını alan Heyet-i Merkeziye Eylül ayı ortasında Karatarla Camiinde bir toplantı düzenledi. Bu toplantıya semt reisleri, subaylar, şehrin ileri gelenleri ve savaşa karşı olanlar da çağırıldı. Savaşa devam etmek veya teslim olmak konuları uzun boylu tartışıldı. Her iki taraf fikrini açıkça söyledi ve sonunda savaş taraflıları çoğunluğu kazandılar; savaşa devam kararı verildi.(Gaziantep savunması)
Gerek içinde bulunulan şartlar ve gerekse içinde bulunduğumuz Aralık ayı bu mücadelelerin tarihte en yoğun geçtiği günlerdir. Dünün işgal, bugünün AB ülkelerinin; kültürel, ekonomik ve siyasi kıskacı arasında inim inim inleyen milletimizin önüne bir Karatarla mitingi kadar önemli Topraklarımız Filistin olmasın, Bağımsız Türkiye mitingi konmuştur. Gazianteplinin ortaya koyduğu tavır, dünün gazilerinin, evlatlarının da hala gazi ruhu taşıdığını ortaya koymuştur.
Bağımsız Türkiye Partisi tarafından düzenlenen bu miting; çıkarılan AB uyum yasalarıyla, yabancılara satılan toprakların hız kazanmasıyla, ekonomik sıkıntılarla insanımızı canından bezdirdiği, mandacı zihniyetin zorla kabullendirilmeye çalışıldığı bir döneme rastlamaktadır. İşte tam bu sırada haklı ve güçlü bir ses; dün Karatarla mitingindeki ruhu yeniden canlandırmak, gazi evlatlarının bir defa değil, bir ömrü boyu gazilik yapabileceğini dünyaya haykırmasını sağlamıştır. Bu konuda da Prof. Dr. Haydar Başa millet olarak minnettarız.
Coşkulu kalabalığa hitap ederken gerek dinleyicilerin gerekse de Sayın Başın çok duygulandığı anlar yaşanmıştır. Konuşmalarında Ülkemizin adeta bir kuşatma altında olduğunu, bu kuşatmanın fiili işgale dönüşmemesi için de dün dedelerimizin ortaya koyduğu kuvvayi milliye mücadelesini bizlerin de ortaya koyması gerektiğini vurgulamıştır.
Miting meydanında heyecandan gözyaşı dökenlerin arasında bendeniz de vardım. İnanın son yıllarda bu kadar duygu yüklü anlar yaşamadım. Bir yandan Prof. Dr. Haydar Başı dinlerken bir yandan da muhasebe yaptım. Tarih tekerrürden ibarettir ifadesini düşündüm. Dün bu vatan için fiili kuvvayi milliye mücadelesinde bulunanlara eş bir mücadele içinde olan Sayın Baş ve ekibini tebrik etmek ve onlarla birlikte bulunmak bir ayrıcalıktır. Diye düşünmekteyim.
Sonrada dönüp, rozet Atatürkçülerini, masa başı kuvvacılarını; ülkem işgalin eşiğine getirilmeye çalışılırken nelerle meşgul olduklarını, sorgulamaya başladım. Bu günün bu zihniyetleri inanın dün yaşasaydılar aynı tavrı sergileyeceklerinden şüphem yoktur. Beyler lafla peynir gemisi yürümüyor Öyleyse gerçek kuvva hareketinde; Prof. Dr. Haydar Başla birlikte olmak zamanı gelmedi mi?
UĞUR KEPEKÇİ