Talip oldukları işin gereği olan bilgi beceri ve gönül yapısına sahip midirler?
Yaşadığımız olaylar ve görünen manzara o ki; ne seçen, ne de seçilen bu işin bilincinde olmadıklarını göstermektedir. İstisnalar elbette ki olacaktır. Sözümüz genel görüntü üzerinedir
Yerel bazda Millete hizmet kurumları olan muhtarlık ve belediye seçimlerini sonuç itibariyle tahlil ettiğimiz zaman önümüze çıkan manzara hiç de iç açıcı değildir.
Yaşanan son seçim belkide en çok şaibe altında, en kanlı ve en olaylı gerçekleşen seçim olmuştur. Seçimlerin üzerinden bir hafta gibi zaman geçmesine rağmen, hala yer yer kavgalar ve öldürme olayları devam etmektedir. Bu kadar zamana rağmen hala sonucu belli olmayan yerlerin mevcudiyeti, yaşanan kaosun boyutunu anlatmaya yeter kanaatindeyim.
Bazı kesimler de var ki; kaybetmenin öfkesiyle yada kazanmanın verdiği şımarıklıkla ve elde edilen güçle etraflarına öfke saçmakta, sosyal barışı tehlikeye sokmaktadırlar.
Görüldüğü gibi demokratik hak adı altında yapılan seçimler, maalesef ülkemize huzur ve barış getirmemiştir. Çünkü hem seçenler, hem seçilenler, gerçek şuurdan yoksundurlar.
Geliniz bir muhasebe yapalım;
Halifeliği döneminde yeni fetih haberi geldiği zaman; Hazreti Ömer, sorumluluk alanının genişlemesiyle yükünün ne kadar ağırlaşacağını bildiğinden, sık sık ağladığı görülmüştür. Diclenin kenarında bir kuzuyu kurt kapsa, Allah Ömerden bunun hesabını sorar sözü Onun bu konuda ne kadar hassas olduğunu anlatmaya yeter...
Onun devlet yönetimi hakkındaki hassasiyetini gösteren, mum yakma hadisesi de akıllardan çıkmaması ve ders alınması gereken konudur.
Halife Ömer, devlet işi ile alakalı bir iş anında devletin mumunu, şahsi işinde ise kendine ait olan mumu yakardı
Yönetmek yada hizmet iddiasıyla aday olup da seçilenlerden kaçı bu şuurda acaba? Varın siz düşünün
.
İşte bu seçimlerin kavga gürültü altında geçmesi, hiç de bu şuurda olunmadığının göstergesidir.
Allah sonumuzu hayreyleye
UĞUR KEPEKÇİ