Ahilik haftası dolayısıyla esnaftan sanatkârdan müşteriden bahsedelim biraz? Yani halimizi tahlil edelim öncelikle?
Ahiliğin revaçta olduğu, asırlarca önceden bir kişinin dükkân açması, sanatını icra etmesi, müşteriye hizmet sunması için pek de kolay değildi. Çünkü gerekli ehliyet ve yetenek, ahlak ve fazilet gerekiyordu?
Ama maalesef şimdilerde ekonomik ve kanuni yeterliliğini sağlayabilen herkes istediği müesseseyi açmakta, kendine yalan yanlış da olsa, yarım yamalak da olsa bir işletme kurabilmekte, para kazanmak için kafasına göre taktikler uygulayarak hayatına devam edebilmektedir.
Bu işletmeleri açanlar, ahlaki ve iman-i yeterlikten yoksun ise vay ona müşteri olanların haline? Kâr etmekten başka hiçbir amacı düşünemediği için onun için her yol mubahtır?
Ticaretin ve paranın büyülü dünyası, bu konumda olan insanları çoğu zaman yaşadığı dünyada imtihan şuurundan uzaklaştırır ve Allah korusun, geçici dünya menfaati uğruna kalıcı ahiret hayatını berbat etmesine sebebiyet verir.
Genç bir dostuma yıllar önce nasihat ediyordum. Ona; zinanın, alkolün, zararlı alışkanlıkların haramlığını, toplumsal zararlarını anlatırken, çok ilginç bir ifade söylemişti. ?Sayın hocam sen bana nasihat etmekle görevini yapıyorsun ama evli olmayan bir gencin zinadan, tiryaki olanın sigaradan, alkolden kötü alışkanlıklardan korunmasının ne kadar zor olduğunu anlamanız için genç, bekâr ve tiryaki olmanız lazım. Uygun ortamlarda bulunup da haramlardan korunmak her yiğidin kârı değil? demişti.
Ben bu sözün ne manaya geldiğini yıllar sonra anlamıştım o gencin ne zor şartlarda imtihan olduğunu, haramdan korunmasının ne kadar zor olduğunu anlamıştım.
Yüce Allah yarattığı kulunu gücü nispetinde imtihan edeceğini çeşitli ayetlerde beyan etmiştir. Yani fakirin imtihanı ile zenginin imtihanının, kadının imtihanı ile erkeğin, yaşlının imtihanı ile gencin imtihanının farklılık arz edeceği bilinen ama çoğu zaman gözlerden kaçan gerçeklerdir.
Yoksulluk halinde gayet sabırlı, gayet şükür ehli olabilen birinin eline imkân geçince gayet acımasız, kural tanımaz, görgü ahlak takmaz hale dönüştüğüne rastlayabiliyoruz.
Demek ki insanoğlu her hâlde ve her şartta imtihan edilecektir. Öyleyse yapılacak iş bellidir. Kalıcı ahiret hayatında mutlu ve bahtiyar olmak için geçici dünya imtihanını kazanmaya gayret etmeli, ahlaki ve iman-i yönümüzü kuvvetlendirmeliyiz.
UĞUR KEPEKÇİ