Bir saatlik tefekkür bin yıllık nafile ibadetten daha faziletlidir mealinde bir hadisi şeriften bahsedilir. Tefekkürün kelime olarak sözlük karşılığı düşüncedir ancak her düşüncenin tefekkür olup olmadığı mutlaka açıklık kazandırılması gereken bir konudur. Eğer her düşünce tefekkür olmayacak ve her düşünce kişiyi ötelere, ulvi ufuklara taşımayacaksa, boş uğraşılarla zaman oyalamak, kimseye bir şey kazandırmayacaktır.
Tefekkür kavramını kavram kargaşası içinde kaybolmaktan kurtarmadığımız takdirde her düşünce sahibi, kendi nefsi hayallerini, vehim ve kuruntularını tefekkür yerine koyarak boşa kürek çekecek ve ilahi rıhtımlara ulaşamayacaktır.
O zaman hangi düşünceler tefekkür olur?
Tefekkürün perde arkası nedir?
Tefekküre nasıl ulaşılır ki, bizi bin yıllık nafile ibadetle bile ulaşamayacağımız hedefe vardırsın!
Düz bir mantıkla sormaya kalkıştığımız birkaç soru bile tefekkür mevzusunun anlaşılmasının en elzem meselelerden biri olduğunu ortaya koymaya yetmektedir
Hadisi Şerifte geçen terim mademki bir peygamber buruğudur, o zaman tefekkür yerine geçecek düşünce, sahibini ibadet kapsamı içine alabilecek türden olmalıdır. O zaman her işin başında olması gereken, bilgi birikimi, tefekkür konusunda da olmazsa olmaz şartlardandır. Hangi düşünce, tefekkür kapsamı içerisinde değerlendirilir dendiği zaman azda olsa sağlam ve doğru bir ön bilgiye ihtiyaç vardır.
Âl-i İmran Suresinin 191. Ayetinde tefekkürün perde arkası ya da tefekkür öncesi sayılabilecek; yapılacaklar işaret edilmiştir.
Onlar ayaktayken, otururken ve yanları üzerine yatarken Allahı anarlar. Göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde düşünürler. Rabbimiz! Bunu boş yere yaratmadın, seni eksikliklerden uzak tutarız. Bizi ateş azabından koru derler.
Bu ayeti kerimede tefekkür edecek fikir ve gönül sahibinin, düşünmeye başlamadan yada düşünce ufkuna yelken açmadan önce mutlaka Allahı zikrederek fikrini ve gönlünü tefekküre uygun hale getirmesi gerekmektedir.
Tefekkür seyrine çıkanlar, tefekkür vadisine varanlar, tefekkürün nimetinden istifade edenler, Allahı anmanın gereğine inanan ve lezzetine varanlardır. Sizde düşüncelerinizin tefekkür olmasını mı? İstiyorsunuz! O zaman kalplerin huzur bulduğu ve tatmin olduğu Allahı zikretmeyi ihmal etmemelisiniz.
Onlar, inananlar ve kalpleri Allahı anmakla huzura kavuşanlardır. Biliniz ki, kalpler ancak Allahı anmakla huzur bulur. (Rad Suresi; 28.Ayet)
UĞUR KEPEKÇİ