Son günlerde Suriye de planlanan oyunun son perdesini yazmaya çalışanlar, milleti mutlaka Suriye karşıtı olmaya zorlamaya çalışmaktadırlar. Orada gerçekleşen küçük çaplı ve bölgesel bazı olayları çarpıtarak tek taraflı gösterip, siyasi sebepleri insani sebepler gibi göstermeye çalışmaktadırlar. Suriye yönetimine ve özellikle de Cumhur Başkanı Beşer Esed?e karşı halkı kışkırtmaya, dolayısıyla olası bir müdahalede Müslüman halkın tepkisini ortadan kaldırmaya çalışmaktadırlar. Bazı yazarlar da Suriye?de olup bitenlere yani iktidar karşıtı olmayanlara ateş püskürerek onları zulme tepki koyamamakla suçlamaktadırlar.
Olayların gerçek perde arkasını görmekten aciz ya da bilerek böyle yazan bu kalemler, basiretten yoksunluklarını ortaya koymaktadırlar.
Gerçek Müslüman olan ya da insanlığını kaybetmeyen her fert; yapılan bütün haksızlıklara, dökülen bir damla kana, acıyan ya da hayatını kaybeden bir cana bile kıyamaz, yapılan haksızlığa tahammül edemez.
Yapılan haksızlık, zulüm ve işkence hangi taraftan gelirse gelsin, gerek halk ve gerekse de yönetim buna da tahammül edemez. Çünkü Yüce Allah bir cana kıymayı, bütün âleme kıymakla eş değerde görmüştür. Zulmün de her türlüsünü haram kılmıştır.
Bizleri yoktan var eden Yüce Allah böyle isterken, yaşanan olaylarda hayatını kaybedenlere, malını, sağlığını ve canını kaybedenlere karşı tepkisiz, ilgisiz ve vicdansız kalınmaz.
Bazı kimseler de bu konuda ?suskunluğunu koruyanlar neden böyle davranıyor? diye düşünmenin çilesini tercih etmek yerine, basiretsizliği tercih edip yersiz yorumlara kalkışmaktadırlar.
Evet, Suriye de yönetimin zafiyetleri ve halka yapılan bazı yanlış uygulamaların varlığını kimse inkâr edemez. Yönetimdeki eksiklikler ve zafiyetler sadece Suriye?nin değil hemen her devletin eksiğidir. Bu eksikliği iyi niyetle ve demokratik yollarla çözüme kavuşturmak gerekirken, batının ve özellikle de ABD nin kirli oyunlarına alet olarak sorunların çözüme kavuşması imkânsızdır. Çünkü ABD bölgedeki sorunların çözümünden çok bölgenin daha çok karışmasını, kardeş kavgasının devamını ve sonunda da bölünmesini istemektedir. Çıkarları, onu böyle düşünmeye ve davranmaya teşvik etmektedir.
ABD nin bu kirli oyununu bilen feraset sahipleri, sözde halk ayaklanmalarının altında İslam ülkelerinde cereyan eden olayların, ABD nin başlattığı yeni haçlı savaşları serisi olan; BOP kapsamında 22 İslam ülkesinin işgali ve parçalanma hareketi olduğunu, bu konudaki hilebazlığı bilmektedirler. Taraf olmaktan kaçınmaktaki sebepleri de budur.
Suriye de cereyan eden olayları anlamaktan aciz olanlara daha iyi anlama imkânı sağlamak için daha önce kaleme aldığım bir makalemden bir bölüm aktarmak istiyorum. Umulur ki akıl sahipleri ders alırlar:
SIFFÎN HİLEBAZLARI
Dünyanın kuruluşundan bu yana devam eden ve kıyamet sabahına kadar devam edecek hak-batıl mücadelesinde hakka tahammül edemeyenler, haksızlığına rağmen mutlaka üstün gelmek arzusu taşıyanlar, hile ve yalana başvurmayı kendilerine meslek edinmişlerdir.
Özellikle de din ve iman konusunda hassasiyeti bulunanları aldatmak için fitne odakları, toplum mühendisleri, etki ajanları bu hassasiyetleri kullanarak toplumları yanlışa yönlendirmişlerdir.
Örnekler çoktur ancak tarihin akışını değiştiren, her çağa ışık tutacak olayların yaşandığı Sıffin savaşındaki, Sıffin hilebazlarından bahsetmek istiyorum.
Müslümanların halifesi İmam Ali (a.s.) ile ona isyan eden Suriye valisi Muaviye b. Ebu Süfyan arasında M. 657 yılında, Fırat?ın yakınında bulunan Sıffin?da yapılan savaş, İslam tarihine Sıffin Savaşı olarak geçmiştir.
Hz. Ali'nin şiddetli bir taarruzu ile Şam ordusu dağılma noktasına gelmişti. Savaş kazanılmak üzereydi ki, Amr b. el-Âs, Suriyeli askerlere "Her kimin yanında Mushaf(Kur?an) varsa onu mızrağının ucuna takarak yukarı kaldırsın" dedi. Bu emri yerine getiren askerler karşı tarafa; "Aramızda Allah?ın kitabı hakem olsun" diye seslendiler. Amr b. el-Âs'ın hilesi tutmuş, Iraklı askerler: "Allah?ın kitabına yapılan çağrıya icabet edelim" demeye başlamışlardı. Amr.b. el-Âs, bu hile ile, Şam ordusunu kesin bir mağlubiyetten kurtardığı gibi, karşı tarafın gücünü de kırmıştı.
Hz. Ali (a.s.) bunun bir savaş hilesi olduğunu askerlerine anlatmaya çalıştı; " Allah?a yemin ederim ki, Mushafları kaldırmalarının tek amacı sizi aldatmak, kararlılığınızı kırmak ve size hile yapmaktır. Söyledikleri haktır ama bununla batılı amaçlıyorlar??(İmam Ali/Sayfa 663/İcmal yayıncılık 2010/ Prof. Dr. Haydar Baş)
Bu korkunç hilebazlıkla inananların imanı istismar edilmiş ve savaşın yönü değişmiştir.
Dün, Sıffin?da çıkarılan fitne, tarihin her devrinde de devam etmiştir...
Bugün Suriye de cereyan eden olayların perde arkasındaki hileleri görmekten aciz olanlar; aynı zamanda Suriye?nin başına gelenlerin, yarın bizim de başımıza gelmesine zemin hazırladıklarının farkında bile değildirler. Allah ayıktırsın?
Uğur Kepekçi