Ülkemiz üzerinde oynanan oyunlar entrikalar öyle hızlandı, öyle çoğaldı ki baş döndürücü bir hâl aldı. İnsanımız, medyamız, siyasetçimiz baş döndürücü bu hız karşısında sanki beyni donmuş, olası tehlikeleri asla düşünmeden, varsa yoksa başkalarının çizdiği gündemlerde figüran olma yarışına girmişler.
Dün vatanın bütünlüğü milletin selameti için zararlı görülenler, bugün faydalı görülmeye, dün, düşman görülenler bugün dost görülmeye başlanmış; dini ve milli bütünlüğümüz hiçe sayılır hale gelmiştir.
Çok kısa bir zaman dilimine sığdırılan ve üzerimizdeki hesapların yoğunluğu altında (dışarıda) G-20 zirvesi, NATO genel sekreterliği, (içeride) Obama ziyareti, Medeniyetler ittifakı 2.Forumu toplantıları, gerçekleşti
Yoğun geçen bu toplantıları bize verilen kıymetten zannedenlerin aksine, üzerimizdeki hesaplar nedeniyle; sanki kurtlar sofrasında paylaşılacak konuma düşürülmeye çalışıldığımız hissi daha ağır basmaktadır.
Biraz irdelemeye çalışalım:
Danimarka Başbakanı Rasmussenin NATO genel sekreterliğine seçilmesi öncesinde estirilen 2. Davos ruhu saçmalıkları yaşandı... Neticede, Türkiyenin itibarı zedelenmiştir...
Gerek Başbakan ve gerekse de Cumhurbaşkanımız, Ramussenin adaylığına itiraz etme gerekçesini kamuoyuyla paylaşırken türibinlere oynandığı açıkça meydandaydı. Medeniyetler İttifakı toplantıları öncesinde Müslüman dünyasının düşman ilan ettiği bir liderin NOTO genel sekreteri yapıldığı taktirde, Müslümanların tepkileri ile karşılaşılmasından çekinildiği, Sayın Başbakanın bu tavrının çok yerinde olduğu demeçleri verildi. Sonrasında ABD başkanı Obamanın garantörlüğünde meselenin çözüldüğünü, Rasmussenin Müslümanlardan özür dileyeceği, Roj TVnin kapatılma sözünün verildiği ve netice olarak Rasmussenin NATO Genel sekreterliğinin kabul edildiği açıklandı..
Böylece bir taşla üç kuş vuruldu: hem Obama puan kazandı, hem Başbakan Erdoğan NATO fatihi ilan edildi, hem de Rasmussen temize çıkarıldı. Çok geçmeden Medeniyetler İttifakı 2. Forumu düzenlendi
Ne Rasmussen özür diledi, ne de Obama garantörlükten söz etti. Türk milleti gene maalesef ayakta uyutuldu ve tiyatro istenilen şekilde sahnelendi.
Obamanın Hüseyin adı kasıtlı olarak sürekli öne çıkarıldı, Müslümanın gözünde gizli Müslüman hissiyatı oluşturuldu
Obama, meclisimizde millet vekillerimizin ve devlet erkanının gözüne baka baka milli bütünlüğümüzü yok edici tavsiyelerde bulundu; Ruhban okulunu açın, Ermenilerle ilişkilerinizi geliştirin, Ermeni soykırımı konusunda tarihinizle yüzleşin, farklı din ve görüş sahiplerine daha sıcak, daha özerk davranın v.s. tavsiyelerde bulundu. Bol bol alkış aldı, medyanın da pohpohlamasıyla millet olarak Obamayı sevdik mesajı verildi
Yağlı ballı günler yaşadık vesselam (!)
Aman Ya Rabbi, âhir zaman fitnesi bu süreçte olsa gerek... Yüce Peygamberimiz Deccalın en önemli vasfının, sureti haktan görüneceğini, hakkı batıl, batılı hak göstereceğini buyurmakla bu günleri haber vermiş sanki
Hadis-i Şerifte: Şu bir gerçek ki, ümmetim adına korktuğum en önemli şey, dalalete sapmış ve saptıran yöneticiler ve önderlerdir. Ümmetimden bazı gruplar (Hak din olan İslamdan saparak) müşriklere ve ehli kitaba iltihak edeceklerdir, onların dinlerine dahil olacaklardır buyurulmuştur. (Ebu Davud, Sünen, Fiten, 1; İbn Mace, Sünen, Fiten, 9).
Bunlar herkesin gözü önünde cereyan ediyor ve meselelere bu mantıkla bakanlar azın azı hükmünde kalıyor
Ya Rabbi bizleri Sırat-ı Müstakimden (doğru yoldan) ayırma diye dua etmekten başka şimdilik çaremizde yok gibi.
Allah sonumuzu hayreyleye
UĞUR KEPEKÇİ