Geçtiğimiz gün kıymetli dostum Dr. Ali Konukseverin annesinin cenazesine iştirak etmek için birkaç arkadaşımızla birlikte Karamana gitmek üzere yola çıktık. Yolumuz Konyadan geçtiği için Hazreti Mevlanayı ziyaret etmeden geçmek edebe aykırı diye düşündük. Hazreti Mevlanayı ziyaret etmek için abdestlerimizi aldık ve caminin avlusuna doğru yol aldık. Tazim ve edeple yürürken bir de ne görelim türbenin avlusunda yabancı turistlerin ahlaksızca ve hayvanca -afedersiniz- sevişme sahnesine tanık olduk. Çok sayıda görevlilerin olmasına rağmen herkesin gözü önünde cereyan eden bu manzara karşısında, bırakın müdahaleyi, sadece seyretmekle yetinen görevliler pek de görevlerine sadık oldukları belliydi (!) Çünkü telefonla konuşmaya kalkıştığım bir anda; Burada telefon görüşmesi yasak diyecek kadar bilgili ve ilgili arkadaşlardı..!
İçeriye ziyaret için girdiğimizde rezalet diz boyuydu. Daha önceki ziyaretlerde başlarına sembolik de olsa bir örtü takınan yabancı turistlere bu uygulamanın da kaldırıldığına şahit oldum. Ses şamata, kahkaha çalınan ney seslerini adeta bastırır nitelikteydi.
Küstahlığın böylesi
Daha önce yazmış olduğum bir makalemde emekli savcı bir ağabeyimizin; Bizi taciz etmek, ibadet huzurumuzu bozmak için her türlü ahlaksızlık yaparak, ses çıkararak mabetlerimize giriyorlar dediğine şahit olduğumu sizlerle paylaşmıştım. Yaşadığım manzara bunu teyit eder nitelikteydi. Hazreti Mevlanayı seven, onun fikirlerine gerçekten inanan birileri olsaydılar; onun huzurunda bu edepsizlikleri yapmamalıydılar. Ama maalesef amaçları ziyaret değil, hoşgörü denilen ölçüsüzlük anlayışından hareketle, kutsallarımıza edepsizliktir.
Kendi inancımızda, fikirlerine ve mezarına saygı duyduğumuz, Allahın (cc) veli bir kulu olan Hazreti Mevlana, sadece turistik bir meta konumuna getirilmiş, 2 YTL giriş ücreti verip her türlü edepsizliğin yapıldığı bir mekân halini almış. Yapılan ahlaksızlıklar asla Hazreti Mevlananın ve dinimizin hoşgörüsü çerçevesinde değerlendirilemez.
Yapılan bu edepsizliklere karşı; Hazreti Mevlanayı sevdiğini iddia eden, adına dernekler vakıflar kuran Konyalı vatandaşlarımızın duyarlı olmasını beklemek en doğal hakkımızdır.
Edeple gelen lütufla döner
Hazreti Mevlananın;
Gene gel! Gene gel!
Her ne isen gene gel! Kâfirsen,
Ateşe tapıyorsan, Puta tapıyorsan da,
Gene gel,
Bu bizim dergâhımız
Umutsuzluk dergâhı değil,
Yüz kere tövbeni bozmuşsan da
Gene gel!"
Sözü eskiden hangi konumda olursan ol, olumsuzluklarını dışarıda bırak; kâfirliğini, ateşe tapmanı, puta tapmanı, bırakarak iman ederek öylece, edeple gel! Manasında söylenmiş bir sözdür. Onun bu sözü dinimiz İslamda tevbe kapısının sürekli açık olduğunu açıklar niteliktedir.
Zaten onun hayatı Kuran ve Sünnet dışında asla düşünülemez. Aksini düşünenlere;
Bu canım var oldukça ben Kurana tutsağım,
Muhammed Mustafanın yolunda toprağım.
Benden başka bir söz nakleden olursa,
Hem o sözü söyleyenden, hem o sözden uzağım
Sözüyle de en güzel cevabı vermiştir.
Hazreti Mevlanamız bir turizm aracı olarak üzerinden rant elde edilen bir konumdan kurtarılmalıdır. Kullandığı araç gereçler belki turistik amaçla değerlendirilip ziyaret edilebilir. Ancak mezarların ziyareti farklıdır. Müslüman olmayanın Hazreti Mevlananın ve diğer zevatın mezarları ile ne alakası olabilir, saygıdan edepten ve imandan mahrum olanların bu bölüme asla alınmaması lazımdır.
Uğur KEPEKÇİ