Bütün çözümlerde, teşhis önemlidir. Sayın Ali Gedik Hocamız daha icmalin ilk sayısında kalp üzerine adlı makalesinde şu tespitlerde bulunmuştu;
Kalp, gerek madde gerekse mana olarak bütün organların, his ve duyguların merkezidir. Teslim edilmedikçe hiçbir gücün hakim olamayacağı en muhkem ve mahrem komuta merkezidir. Orda mevcut olanı başkasının görmesi, bilmesi ve ona müdahalesi mümkün değildir. Bütün uzuvların yaşaması ve varlık sebeplerini yerine getirmesi tamamen kalbe bağlıdır. Bu bakımdan ilk teslim alınacak ve hiç teslim edilmeyecek olan yer kalptir. Kabûl-l Ahbar, kalbin uzuvlarla olan münasebetini şöyle anlatır; Göz, insana yol gösterir. Kulak, gelecek tehlikeleri duyurur. Dil, tercümanlık yapar. Eller, kanat vazifesini görür. Ayaklar da posta hizmetlerini yerine getirirler. Kalp ise bir hükümdardır. Hükümdar huzur içerisinde olursa maiyeti ve ordusu da huzur bulur.
Kalbin bütün uzuvlar üzerindeki müessiriyeti ki, bir insanın mûmin, kâfir veya münafık olması öncelikle kalbi bir yönelişle başlar. Sonra, ona bağlı uzuvlarda fikir ve aksiyon olarak ortaya çıkar. En basit ifadeler, tavırlar ve hareketler bile kalptekinin ortaya çıkmasından başka bir şey değildir.
O halde insanda öncelikle ele alınacak, tanınacak, ihtiyaçları temin edilecek ve her türlü tehlikelere karşı korunacak olan kalptir.
Genel bir çerçeve içerisinde insan ele alındığında ilk iş: Latif, Rabbani ve Ruhani olan kalbin, beşeri ve dünyevi duygulardan, düşüncelerden temizlenmesi, kendi yapısının gereği olan duygu ve düşüncelerin kalbe kazandırılmasıdır. Her mahluk gibi kalp de eksik ve muhtaç bir karakterde yaratılmıştır. Onun eksikliği ve ihtiyaçları, ancak Allahı bilmek ve sevmek ve Ona ulaşmakla giderilir. Allahı bilmek, sevmek ve ulaşmak için de Ondan haber getiren, Onu sevdiren ve Ona götüren bir peygamber, elçi, rehber ve yol gereklidir. Bu özetin içerisinde, ilk insandan kıyamete kadar bütün peygamberler, Onların yolundan giden ulemalar, evliyalar ve her birinin yaşadığı, ifade ettiği bir tevhid yolu vardır. İşte bu yolda kalp, kendisine ulaşan haberler çerçevesinde Allaha ve Onun rızasına açık, gayrisine kapalı olmak zorundadır.(Ali Gedik / Eylül 1983 / sayı:1 / icmal)
Sözüm ona rahatlığı için her türlü ihtiyacı temin edilen insanoğlunun vücut sultanı kalp ihmal edilmiş ve neticesinde; kendine yabancı, topluma yabancı hale gelmiş, her türlü vahşetin merkezine yine insanın kendisi oturmuştur.
Güzelliklerle donanmış bir kalp sahibi ise, bırakın başkalarına zarar vermeyi, sadece Allah için yaşamış ve yaşatmıştır. Bu kalbin bulunduğu vücut, varlığını insanlığın yararına kullanır, bir mum misali aşk ile yanar, etrafını aydınlatan bir ışık, bir nur olur vesselam
!
UĞUR KEPEKÇİ