***
Değinmek istediğim konu anayasa değişikliğinden çok, türban konusudur. Senelerdir adeta kangren olan başörtü meselesi hala problem olmaya devam etmektedir. Sözüm ona dünya özgürlüklere doğru yol alırken, Müslüman kadının başını dilediği gibi örtmesi hala problem olmaya devam etmektedir. Kadınların mahremlerine karşı başını örtmesi dini bir vecibedir. İster kapalı alanda, istere açık alanda, ister kamusal alanda; başını örtmesi, dilediği halde onun en tabii hakkı olmalıdır. Kadının başını örtme şekli ne olursa olsun, örtünün şekli, kumaşın cinsi ne olursa olsun, asıl olan dini vecibeyi yerine getirme meselesidir. Kadının başını örtme şekline göre ona farklı isimler farklı kulplar takmaya kimsenin hakkı yoktur.
***
Anayasa değişikliğinde sanki başka madde yokmuş gibi bazı çevreler, başörtüsüne (türban) takıldı. Takılmakla kalmadı, Müslümanın inancında önemli bir yer teşkil eden başörtüsünü bahane ederek, inancına saldırılmakta, sanki devletin çatısı yıkılıyormuş süsü verilmeye çalışılmaktadır. Bu konuda gayret ortaya koyanların aslında devleti falan düşündüklerini sanmıyorum. Eğer öyle olsaydı; AB yasalarıyla egemenliğimizin elimizden alınmaya çalışılmasına, topraklarımızın, kâr eden kurumlarımızın elimizden çıkarılmasına seyirci kalınmaması gerekirdi. Aslında baş örtüsüne karşı çıkış tamamen bir inanç meselesidir.
***
Duyulan kaygılar asılsızdır. Müslüman kadın inancının gereği mahremlerine karşı başını örtmek istemektedir. İsteyen kadın başını örtmekle ne devlet yıkılır ne de kıyamet kopar. Yıllardır süren bu saçma uygulamaları çözmek için AKP seçmene söz vermiştir. Ya da milletimiz bu konuda kalıcı bir çözümü AKPden beklemektedir. Verilen bu kadar desteğin altında yatan asıl etken; insanların dini vecibelerini yerine getirmek konusundaki beklentilerdir.
***
Yaşanan olaylar ve şartlar beni daha şüpheci düşünmeye sevk etmektedir. AKP bu konuda iki arada bir derede kalmış olabilir. Vatandaşın bu konuda beklentileri var ama, ABnin ve ABDnin başörtü meselesine pek de sıcak bakmayacağı baştan bellidir. Gerçek İslamın panzehiri olarak ılımlı İslam tezini savunan ve bu konuda çok yol kat eden ABD, asla bu meselenin çözümüne yardımcı olmayacak, aksine içinden çıkılmaz bir hal almasına katkı sağlayacaktır. Birkaç tepki, bazı sivil toplum kuruluşlarının ortaya koyacağı mücadele; başörtüsünün çözümü, uzlaşma sağlanamadığı için gene rafa kalkabilir çözüm, başka bahara, (pardon başka seçime) kalabilir. Daha önce gördüğümüz filmler böyle düşünmeye sevk ediyor insanı.
Hadi hayırlısı..!
UĞUR KEPEKÇİ