Bir ferdin, bir milletin kendine doğru bir rehber, yolyordam bulabilmesi, yol haritası çizmesi normal bir durumdur. Ancak rehber edinilen, çizilen yol haritası, öncelikle çok iyi analiz edilmelidir. Çünkü; yola çıktıktan sonra, dönüşü olmayan, telafisi mümkün olmayan hatalara sebebiyet verilebilir.
Rahmetli Celal Mısır Hocamızın sohbetlerinde sık sık verdiği bir örnek vardı; Kişinin istenilen hedefe varabilmesi için asla açı sapması yapmaması lazımdır. Başlangıçta çok küçük bile olsa bir açı farkı, görülmeyebilir. Fakat bu açı farkı zamanla istenilen hedeften çok uzaklara götürebilir. Bu bir kuraldır. Gerçekten de öyle değil mi? Hesapsız kitapsız, ya da yanlış olarak yola çıkılan hangi iş, kişiyi maksadına ulaştırmıştır?
Mustafa Kemal Atatürkten sonra hemen her konuda ABD kılavuz tayin edilmiş. Siyasetin temeline ABD icazeti oturmuştur. Siyasi parti kuran, lider olmayı düşünen, belli bir harekete odaklanan; mutlaka ABDye gitmiş. Yahudi lobilerinden destekler aramış, güç almış, enerji almış, onun emir ve görüşlerine tabi olunmuştur. Ve dahi iktidar olanlar da yol haritasını almak için Beyaz Saraylara koşmuştur.
Geçenlerde devlet büyüklerinden biri yaptığı ABD ziyaretinde; biz kimseden akıl almayız diye bir söz sarf ettiklerinde bayağı gülmüştüm. Aslında çok doğru bir sözdür bu söz. Neden mi? Çünkü aklımız fikrimiz, otomatik pilota bağlanmış gibi ABD ile bağlandığı için ayrıca akledilecek ya da başkasından alınacak bir akıla ihtiyacımız kalmamış (!)
Kervan yola çıkmış, rota ABDye çevrilmiş, akıl ve düşünce olarak bütün işlerimizi onların arzularına göre ayarlamış yola böylece devam etmekteyiz. Devletin en zirvesindekilerin Sayın Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımızın yapmış oldukları ABD ziyaretlerinde yapılan görüşmeler yapılan konuşmalar bunun en açık göstergesidir. Ayrıca; BOP Eş Başkanlığı, Medeniyetler İttifakı ve Ortadoğudaki ABD oyunlarında aldığımız roller bunun en önemli göstergeleridir.
ABD gerek siyasi gerek ekonomik olarak tarihinin en dar boğazına girmiş, omurgası çatırdamaktadır. Madem ki rotamız, yol haritamız ABDye göre ayarlanmıştır. O zaman oradaki her türlü krizden etkilenmemiz de çok doğaldır. Ekonomik refah, insan hakları aldatmacası ile çıkılan yolun sonu görülmüştür. Yani başlangıçtaki açı farkı artık saklanamayacak derecede meydandadır.
Ve sonu hüsrandır..!
UĞUR KEPEKÇİ