Muharrem ayı ile birlikte Müslümanların sinesine ok gibi saplanan; duyanın, okuyanın gönlünü pare pare eden Kerbela olayları, özellikle de Hz. Hüseyin (ra) Efendimizin yaşadığı zulüm ve işkence kıyamete kadar unutulacak cinsten değildir. Ve hem de unutulmamalıdır. Unutulmamasını isterken fitne maksatlı bir düşüncemiz yoktur, Allah muhafaza!
Ancak Kerbela insanlığın sınavıdır, sınav unutulmamalı, sınavdan gereken dersler çıkarılmalıdır. Eğer Kerbela unutulursa, her yer bir Kerbela olur, Kerbelalarda nice canlar yok olur. Kerbeladan çok Hz. Hüseynin izi yok olur. O zaman da bize emanet olarak bırakılan ehlibeyt ve onun kutlu yolu yok olur ki neticede insanlık mahvolur
Çocukluk yıllarımdan bu yana ne zaman Kerbela hakkında bir fikir edinmek istesem, bu konu hakkında fikir bile beyan etmenin caiz olmadığı söylenirdi. Bizlerde bu konunun hakikatlerini araştırmak şöyle dursun, hakkında en ufak bir bilgi dahi edinemeden bu günlere geldik.
Geçtiğimiz yıllarda bir Şam ziyaretinde Prof. Dr. Haydar Baş beyle birlikte ehlibeyt ve Kerbela şehitliğini ziyaret ettik. Orada o kadar duygulu anlar yaşadık ki
Kerbela şehitlerine o kadar zulmü reva görenlere bırakın Müslüman demeyi, insan bile demenin mümkün olmadığı şuuruna vardık.
Evet, kimse haddini aşmamalı, ancak gerçekleri öğrenmek gerekmektedir. Müslüman, gereken bilgiye erişemediği takdirde; lanet okuması gerekenlere rahmet okuma gafletine düşer ki bu da Müslümanın izzet ve şerefine zarar verir.
Hadisi Kutside beyan edilen Allah için sevmek; Allah için buğz etmek ölçüsü uygulama alanına dökülmediği takdirde ortada ölçü diye bir şey kalmaz, kaybeden de yine insanlık olur
Kerbeladaki kavga; inançların kavgasıdır
O sıradan bir hilafet kavgası, makam mevki, köşk saray kavgası değildir. Ehlibeyt yolunun, olmak ya da olmamak mücadelesidir...
İslam inancının bidat ve delalete sapmışlara teslim edilişi ya da dirilişi davasıdır.
Hz. Hüseyin, dedesi Hz. Muhammedin (sav) yolunun devamı, sünnetlerinin ihyası için bu yola baş koymuş, Ona Küfeye gitme burada kal, Mekkenin emiri ol. Biz burada sana tâbi olalım, sana biat edelim dendiğinde; Hayır, burada kalıp Mekkenin emiri olmaktan, Allah yolunda şehit olmak bana daha sevimlidir diyebilmiştir.
UĞUR KEPEKÇİ