Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul'da düzenlenen “Dini Liderler Zirvesi”nin açılış konuşmasında Suriye'de yaşananları, Kerbela'da yaşanan olaylara benzetmesinin yakıları devam ediyor. Başta Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş olmak üzere, Yeni Mesaj Gazetesi yazarları Dr. Ahmet Hamdi Kepekçi, Murat Çabaş ve bizim kaleme aldığımız yazılarda, yapılan konuşmaya çeşitli açılardan eleştirimizi dile getirdik. İsteyen arkadaşlar ilgili makalelerden bu bilgilere ulaşabilirler.
Prof. Dr. Haydar Baş, 10.Eylül.2012 tarihinde Yeni Mesaj Gazetesinde kaleme aldığı “Türkiye Gündemine Dönülme vaktidir.” Makalesinde Kerbela yorumunun yanında bazı konularda da önemli tespitlere yer vermiştir. Prof. Dr. Haydar Baş’ın yaptığı bütün tespitler milletimiz için kurtuluş reçetesi içermektedir. Bu tespitler, bir yandan kurtuluş reçetesi, bir yandan da uyarı niteliğini taşımaktadır.
Sayın Baş makalesinde, Erdoğan’ın Dini Liderler zirvesinde yaptığı konuşmasını değerlendirirken, toplantının ve yapılan konuşmaların ileride devletimizin ve milletimizin başına türlü belalar açacağı konusunda da ciddi uyarılar yaptılar.
Ben Sayın Baş’ın şu tespiti üzerinde biraz durmak istiyorum:
“Toplantıda yer alan farklı din temsilcilerinin Türkiye’de gönül bağı olduğu çevrelerin bulunduğu malumdur. Suriye muhalefetini haklı gören bir irade, yarın Türkiye’deki bu çevrelerin hak arama taleplerini nasıl reddedecektir?”
AB ve ABD ile olan ilişkilerimizin karşılıksız bir kara sevdaya dönüştüğü günlerden itibaren, Türkiye’de 36 etnik guruptan bahsedilir. Bu etnik grupların yanında bir de azınlıkların varlığından söz edilir. Haçlı Batı bir yandan etnik grupları kışkırtmakta, bir yandan da azınlıkların sinsi bir şekilde hak arayışlarını desteklemektedir. Şimdilik bu faaliyetler basın yoluyla, sivil toplum örgütlerin faaliyetleri kapsamında devam etmektedir. Zamanla bu faaliyetler daha farklı boyutlar kazanacak ve sözde Arap Baharı benzeri ayaklanmalar tertiplenecektir. Hükümetin şimdi sarmaş dolaş olduğu Haçlı Batı, bu sefer de ülkemizde cereyan edecek hadislerde taraf olacak ve diyecek ki; “haydi bakalım sen de azınlıklara ve farklı etnik gruplara istedikleri hakları ver.”
Olası böyle bir durumda AKP iktidarının kaçacak bir yeri kalmayacaktır. İtiraz ettiği zaman dayatacakları şey; “sen nasıl bölgedeki halkların mücadelesine destek verdinse, şimdi de kendi ülkendeki talepleri karşıla” diyecekler. Hatta itiraz edince bizdeki ayaklanmaları da Suriye de olduğu gibi dışarıdan ajanlarla, paralı askerlerle, parayla, silahla destekleyecekler. Allah korusun bizim de başımıza sözde Arap baharı gibi bir deccal fitnesi belası açacaklardır.
İktidar sahipleri maalesef bunu görecek kadar basiret ehli olmadığını her fırsatta ispat etmektedir…
Bilen biliyor ki Sayın Baş’ın tespitleri sadece bugünü değil, çağları kapsamaktadır. Birçok konuda olduğu gibi Suriye konusunda da tespitleri yüzde yüz doğru çıkmıştır. Bunu sadece Onu sevenler değil başkaları da takdir ediyor.
Bir internet haber sitesinde yapılan haberde;
“Baş: ABD, Kürt Devletinin denize açılması için Suriye üzerinden bir koridor oluşturup buradan dünya ile deniz yolu bağlantısı sağlamaya çalışmaktadır.” İfadesini kullanmıştır.
Haydar Baş’ın 7 yıl önceki konuşması bugün Suriye’nin kuzeyinde yaşananları hatırlatıyor.”
Ya Rabbi milletimize basiret ihsan eyle ki başına örülen bu korkunç belaları görsün. Yoksa da millet olarak başımıza çok belalar açılacak.
Uğur Kepekçi / 13.Eylül.2012