Kötü ahlak denince, daha çok kişinin kendi nefsini tercih etmesi, kendini başkalarından üstün tutması ve her şeyden kendine çıkar elde etmek mantığına yönelik olması ve bunu da elde ederken asla hak hukuk ve kural tanımamak olduğunu anlayabiliriz.
Kötü ahlak hakkında, çağın bilgesi Prof. Dr. Haydar Baş, İman ve İnsan adlı eserinde şu tespiti yapmıştır: ?Yaratılış bakımından temiz ve günahsız olduğu halde insanoğlu, buluğ çağına girdikten sonra arızı sebeplerle kötülüğe ve masiyetlere sürüklenir. Haddi zatında insanın şerre meyli, öncelikle topraktan olan beden kalıbının bu hayvani benliğine dayanır. İnsanın bu hayvani yönünü dünya ve içindeki cazibeler celbeder. Bütün bu hayvani benliği tahrik eden, itidal sınırından çıkan unsurlar, topyekûn masivayı (haktan gayri her şeyi) oluşturur.?(İman ve İnsan/sayfa 108/Prof. Dr. Haydar Baş)
Zamanla davranış biçimi haline dönüşen ve normal hayatın bir parçası konumuna gelebilen bu hâl, beraberinde ferdi ve toplumsal hastalıkların ortaya çıkmasına sebebiyet verir.
Kötü ahlakın vasıflarından bir kısmını şu şekilde sıralayabiliriz; Riya, kibir, gurur, ucub, nifak, hased, öfke, gıybet, hırs, cimrilik?
Şimdi kısa kısa kötü ahlakın bazılarının vasıflarına değinelim:
Riya: Tevhit nokta-i nazarında riya, ibadeti Allahtan başkasına tahsis etmektir. Temel davranış biçimi gösterişe dayalıdır. Riya, içi dışı farklılık arz etmesi bakımından da münafıklığın alameti olarak görülebilir.
Kibir-Gurur-Ucub: Azmet ve büyüklük ancak Cenab-ı hakkın vasfı olmasına rağmen insanın kendini başkalarından üstün görmesi olarak adlandırılan kibir, küfre götüren en önemli tehlikelerden biri olarak da görülebilir.
Büyüklenme, kibir, ucub. Hakkı çiğneyen, insanları küçük gören, kişinin hâlidir. Kendini yüksek ve değerli tutan, kendini başkalarından üstün; başkasını ise aşağı görme hastalığıdır.
Nifak: Riyanın ilerlemiş şekli hatta ihanete varan değişik bir boyutu olarak anlaşılabilir. Nifak münafıklıktır, kalbiyle, iman etmediği hâlde inanmış görünmektir; dışı içine uymayanın, iki yüzlülük hâlidir.
Hased: Kalbi bir hastalık olup, ateşin odunu yaktığı gibi iyilikleri de yer bitirir. Kendinde olmayan hiçbir şeyi başkasına layık göremeyen, başkasını çekemeyenin hâldir.
İnsanoğlu, kötü ahlakın davranışlarına yansıması sayesinde hem bu dünyasını, hem ahiret hayatını mahvetmekte, bedelini hem bu dünyada hem ahrette çok ağır olarak ödemeye mecbur kalmaktadır. Bu konuda birçok ilahi beyanlar vardır. Onu da siz değerli okurlarımızın gayretleriyle öğrenmelerini istiyoruz. Bizler sadece dikkatlerinizi çekmekle yetiniyoruz.
Uğur Kepekçi