Millet borç batağında
Vatandaşın kullandığı kredi borçlarının toplamı 91.7 milyar YTLye ulaştı. Bunun 29.5 milyar YTLsi konut, 26.7 milyar YTLsi ihtiyaç kredisi olarak kullanıldı. Kredi kartı harcamasıyla yapılan bireysel borçlanma ise 25.3 milyar YTLyi buldu.
Aileler borç yükü altında
Vatandaşların aldıkları konut ve tüketici kredileri ile kredi kartı borçları 91.7 milyar YTLye ulaştı. Vatandaş borç denizinde yüzmeye devam ediyor. Geliri her geçen gün azalan vatandaş, banka ve kredilere sarılıyor. Bu sarmal büyüyerek borç dağı yarattı. Vatandaşların bankalar, katılım bankaları ve finansman şirketlerinden kullandıkları tüketici kredileri ile kredi kartı harcamalarından oluşan toplam hane halkı borç yükü, 16 Kasım itibariyle 91 milyar 670 milyon YTLye ulaştı. Borç yükü, yılbaşından bu yana geçen 10 ayda yüzde 28.1 oranında yükselerek 20 milyar 104.7 milyon YTL artış gösterdi.
Krediler arttı
Hane halkı borcunun en ağırlıklı bölümünü oluşturan mevduat bankalarından kullanılmış konut kredilerinin bakiyesi yılbaşından bu yana yüzde 33.5 oranında 7 milyar 413.6 milyon YTL artarak 29 milyar 527 milyon YTLye ulaştı. Aynı dönemde içinde ferdi ve ihtiyaç kredileri de yüzde 52.3 oranında 9 milyar 189.4 milyon YTL artarak 26 milyar 773 milyon YTL oldu. Mevduat bankalarının verdiği kredi kartlarıyla yapılan bireysel harcamaların dönem sonu bakiyesi ise 16 Kasım itibariyle 25 milyar 339 milyon YTL olarak belirlendi. Söz konusu kredi kart borçları yılbaşından bu yana yüzde 16.8 oranında 3 milyar 649.2 milyon YTL artış gösterdi. (Yeniçağ Gazetesi)
Kredi kartları borçları ödenmez hal aldı
Yukarıdaki haber işin rakamsal boyutunun ne kadar büyük ve içinden çıkılamaz bir hal aldığının göstergesidir. Benim üzerinde durmak istediğim, işin sosyal boyutudur. Bankalar köşe başlarında kredi kartlarını dağıtarak adeta zorla milletimizi borç batağına sürüklediler. Satıcılarda mallarını satabilmek için sözüm ona uygun taksit imkanları sundular. Harcamalarını kredi kartlarına bağlayan vatandaş, bir kartın harcama limiti dolunca başka bir kart, onunki dolunca bir başka kart derken cebinde onlarca kart sahibi oldu. Geliri az olan vatandaş, bilerek ya da bilmeyerek faiz batağına düştü. Bu arada esnaf, işlerin kesatlığına ve faizin çılgın cazibesine kapılarak farklı kazanç yolları buldular. Ne işle meşgul olursa olsun kendi işyerinde para satmaya başladılar. İşyerleri adeta banka şubesi konumuna geldi. İşyerlerine; şu kadar taksitle şu satılır, her türlü karta, istediğiniz taksit miktarı uygulanır ifadelerini yazdılar. Vatandaş şimdi bankadan özel kredi ya da şahsi krediler almaktansa, kartına istediği taksit imkanını uygulayarak satış yapmış gibi göstermekte, vatandaş sıcak paraya kolay yoldan kavuşurken, işyeri sahipleri de taksitle mal satmış gibi işlem yapıp kendi kârını üstüne koyarak, faiz dümeninin işlemesine katkı sağlamaktadırlar.
***
İş bununla kalsa, kartların limitleri doldukça başka kartlar devreye girmekte, sarmal büyüyerek devam etmektedir. Sık sık şahit oluyoruz; vatandaş iş yerine geliyor cebinden bir deste kart çıkarıp veriyor. Birinden para çekiliyor, birine yatırılıyor, sanki banka işlemleri gibi işlemlerle zavallı vatandaş şimdilik birkaç gün daha, sözüm ona rahatlıyor (!) Piyasada görünen az bir harcama trafiğinin ardındaki gerçek budur. Bu işler adeta çılgınlık halini almıştır. Vatandaş çaresiz bu işlere alet olmakta fakat, suyun ucu görünmektedir. Çok fazla sürmeden bütün kartların limitleri dolunca, hem harcama yapamayacaklar, hem de borçlarını ödeyemedikleri için gelecek hacizlerle asıl sosyal felaket o zaman kopacaktır.
Vatandaş hayati harcamalarını yapmak zorunda ama, para yok, bu bir dert; olmayan parayı harcıyor faiz ve borç batağına batıyor, bu da ayrı bir dert; çık çıkabilirseniz bu işin içinden..!
UĞUR KEPEKÇİ