Kurban, Allah Teâlâ'nın Kur'ân-ı Kerîm'de; "Rabbin için namaz kıl ve kurban kes" (Kevser, 108/2), emriyle Müslümanlar üzerine vacip bir ibadet olmuştur. Kurban Bayramında kurban kesmenin önemini Hz. Peygamber (sav) bir hadisi şeriflerinde "İmkânı olup da kurban kesmeyen bizim namazgâhımıza yaklaşmasın" buyurarak aynı zamanda bizleri bu konuda hassasiyete davet etmiştir. (İbn Mâce, Edâhı, 2; Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 321)
Kurban kesmek Müslüman, hür ve yolculuk halinde bulunmayıp mukim olanlardan, nisab miktarı mala sahip olanlara vaciptir.(el-Fetâva'l-Hindiyye, V, 292)
Kurbanın Müslümanlara vacip oluşu hazreti İbrahim Peygamberle başlar. Bu hadise Kuranda şöylece dile getirilir.
Rabbim, bana Salihlerden ihsan et./Biz de ona, hilim sahibi bir oğul müjdeledik./
O, kendisinin yanı sıra yürümeye başlayınca dedi ki: Oğulcuğum; doğrusu ben, rüyada iken seni boğazladığımı görüyorum. Bir bak, ne dersin? O da dedi ki: Babacığım; sana emrolunanı yap. İnşallah beni sabredenlerden bulursun./kişi de teslim olunca, babası; oğlunu alnı üzere yatırdı./Biz, ona şöyle seslendik: Ey İbrahim;/Sen rüyayı gerçekleştirdin. Elbette Biz, ihsan edenleri böylece mükâfatlandırırız./Muhakkak ki bu, apaçık bir imtihandı./Ve ona fidye olarak büyük bir kurbanlık verdik./Sonrakiler arasında ona da(bir güzel sena) bıraktık./Selam olsun İbrahim'e./Biz, ihsan edenleri işte böyle mükâfatlandırırız./Muhakkak ki o, mümin kullarımızdandı.(saffat /100-111)
Kurbandaki en büyük nükte; Allahtan(cc) başka sevilen şeyin, Allah yolunda feda edilmesi gerçeğidir. Gunyetüt Tailibinde, Abdulkadir Geylani Hazretleri şu tespitlere yer vermiştir:
Bu apaçık bir imtihandı. Aynı zamanda, büyük bir nimetti. Zira oğlunu kurban etmeyi affedip onun yerine bir kurban yolladı.
Şöyle anlatıldı:
İbrahim Aleyhisselam, oğlunun boğazına bıçağı dayadığı zaman, kendisine Yüce Hak tarafından şöyle nida geldi:
Ey İbrahim, oğlunu serbest bırak. Bizim muradımız, oğlunun kurban edilmesi değildir; ancak muradımız, kalbinden oğul sevgisini çıkarmaktır.(sayfa:726)
Allahu Teala hiçbir konuda kendine şirk (ortak) koşulmasını istemediği için sevgide de kendi sevgisine engel olabilecek, sevgilerin ortadan kaldırılmasını istemiştir. İmtihan edilen kişi Peygamber olduğu için, tabii olarak onun imtihanı da derecesine göre olmuştur.
Kurbanla biz Muhammed ümmetine verilmek istenen mesajlardan biride; Allah sevgisi iddiasında bulunanların, dünya nimetleri ile alakalı sevgilerinin dozunu iyi ayarlamasıdır. Hiçbir şey Allahla denk tutulmamalıdır. Sevmek konusunda bile
Kurban Bayramı vesilesiyle, bize düşen; bu sevginin neresinde olduğumuzu muhasebe etmektir. Yani biz Allaha (cc) ne kadar kurban olabiliyoruz? Nelerimizi kurban edebiliyoruz?
Hz. Mevlâna Neyi arıyorsan Osun sen! Bir lokma ekmek arıyorsan ekmeksin, can arıyorsan cansın sen... demekle sevginin kalpteki konumuna dikkat çekmiştir. Sevginin bedeli; uğrunda katlanılan fedakârlıkla ölçülür. Kul olarak Allah için ne yaptığımıza bakmak zorundayız. Hazreti İbrahim, istendiği takdirde evladını kurban etmekten, Hazreti İsmail ise Allah yolunda kurban olmaktan çekinmediler Ya biz!
O imtihan, Peygamber imtihanıdır. Mademki dünya sahnesinde hepimiz imtihan için bulunuyoruz. Biz kendi imtihanımıza bakıp, Allahın(cc) bizden ne istediğine bakmalıyız.
Nefsimizin arzu ve isteklerinden vaz geçip; Allah(cc) için nelerimizi kurban edebildiğimize bakmalıyız. Yüce Allah(cc) kurbanın sırrına ve faziletine ermeyi nasip eylesin. Bayramınız kutlu yarınlarınız umutlu olsun.
UĞUR KEPEKÇİ