Son yıllarda kamuoyunda en çok kullanılan iki terim mahalle baskısı ve kamusal alan terimleridir. Bu iki terim maalesef kasıtlı olarak oluşturulmuş ve zaman zaman insanların en doğal haklarını kullanmasına engel olmak için kullanılmıştır.
Dindar olan kimselerin en tabi hakları olan bir tavrı dahi ortaya koymaları, bazı kimseleri ayağa kaldırır. Kamuoyunda mahalle baskısından bahsetmeye başlarlar
Bir çevrede başörtülü kimselerin sayısı artsa, ya da bir çevrede fuhuş yapan birilerine tepki konsa, içkili mekanlarda istenmeyen bazı olaylar olsa; çığırtkanlar devreye girer, mahalle basısına maruz kalıyoruz. Kendimizi rahat hissetmiyoruz gibi sözler ifade ederler. Bu kimseler, psikolojik baskı altında olduklarını dile getirerek, mahalle baskısından söz ederler.
Aslında bu ifade, psikolojik soğuk savaş taktiğinin bir parçasıdır
***
Bir de kamusal alandan bahsedelim. Bu ifadeyi kim icat etti bilmiyorum ama resmi kurumların alanları olarak anlaşılmaktadır.
Bu ifade daha çok başörtüsüne yasak koymak isteyen zihniyetin kullandığı ifadedir
Sokakta başınızı örtün ama devlet dairelerinde, okullarda, resmi alanlarda başınızı örtmeyin...!
Örtünmek isteyen kadın, bu fiili dini bir vecibe olarak görür. Ve nikahı düşen, her buluğa eren erkeğe karşı örtünmeyi bir emir olarak telakki eder ve örtünmesi farz olan yerlerini yasak olanlara göstermekten sakınır.
İslam dinine göre bir kadının örtmekle mükellef olduğu yerlerini örtmesi ve erkeklerden saçını başını koruması her alanda aynıdır. Evde, işte, sokakta, dar alanda, bol alanda, kamusal alanda, her yerde helal ve haram sınırı aynıdır. Örtünmek isteyen kadın bu fiili dini bir vecibe olarak görür ve yerine getirmek ister. Haram olan bir fiil kamusal alan dışında haram ise kamusal alan içinde de haramdır.
Kadının örtünme hakkının önüne geçmek için icat edilen mahalle baskısı ve kamusal alan terimleri hukuk ve insan hakları çerçevesinde ele alındığında bir değer taşımadığını görürsünüz.
Çünkü bir hak, bir yerde haksa; her yerde hak olmalıdır.
Yapılan tartışmalara bakılırsa, örtünmek isteyen kadının özgürlüğünün önünde daha çok ama çok engeller var. Mahalle baskısı ve kamusal alan saçmalığı, bunlardan sadece ikisidir.
UĞUR KEPEKÇİ