Kamuoyunda sürekli gündem teşkil eden, hemen her seçimde siyasi söylem halini alan dokunulmazlık meselesi vardır. Kimsenin dokunulmazlık zırhının arkasına saklanarak, görev ve yetkilerini kötüye kullanılması istenmez. Gayet yerinde bir teklif olmasına rağmen, seçimden önce vaatler arasında en popüler başlık olur ama iktidar olunca bu meseleyi karıştırmak kimsenin işine gelmez. Çünkü kimse kendine dokunulmasını istemez. İnsanın doğasında vardır bu..!
Milletvekili dokunulmazlığı yanında hemen herkesin şikayet edipte dile getirmediği yada üzerinde durulmayan asıl tehlike; seçim öncesi yapılan yalan yanlış yönlendirmelerdir. Daha açık ifade ile anketlerden bahsediyorum. Her seçim döneminde en çok rantın döndüğü, seçmenin düşüncelerinin adeta ifsat edildiği, yanlış yönlendirildiği; anket kurumlarıdır. Türlü türlü anket kuruluşları gerçek dışı beyanlarla kamuoyunu yanlış yönlendirerek, milletin düşüncelerine; istedikleri partinin kazanacağı hissini yerleştirmektedirler. Neticede insanların vicdani duygularını altüst eden bu davranış; bir milletin geleceğini ipotek altına almaktadır. İşte bundan dolayıdır ki; en az dokunulmazlık meselesi kadar bu mesele de önemlidir. Gerekirse seçmeni yanlıştan korumaya yönelik olarak bu anket kurumlarının faaliyetlerine son verilmelidir. Özgür düşüncenin engeli gibi anlaşılabilecek bu düşünce; yanlış çalışan bir mekanizma halini alarak, milletin özgür düşüncenin önündeki engeli kaldırmak amacına yöneliktir.
Milletimizin doğru haber alma özgürlüğüne kast olarak da değerlendirilebilecek anketlerin, vatandaşımızın kafasında güvenirliği konusunda ciddi anlamda şüpheler oluşmuştur. Kime sorsanız; anketlerin masa başı anketler olarak nitelendirildiğini, çıkan sonuçlara itibar edilmemesi gerektiği artık gündem edilmektedir. Bu olumlu bir gelişmedir. Ama tahribatı önlemeye yeterli değildir.
Aslında yapılan her yanlışın ferdi boyutunun yanında toplumsal boyutu da göz ardı edilmemelidir. Yalanla yapılmak istenen kurgu, bu işte rol alan herkesi ilgilendirmektedir. Birlikte yolculuk yapılan geminin birileri tarafından delinmeye çalışılması hükmündeki bu faaliyet neticesinde; geminin batması ile herkes birlikte batacaktır. Toplumsal zararların yine toplumsal hareketlerle bertaraf edilmediği taktirde çekilecek sıkıntılar ortak olarak yaşlanacaktır.
Masa başı anketlerle yönlendirilmeye çalışılan toplumsal yapıyı korumak için anketlere inanmadan, herkesin doğru bilgiye ulaşması ve doğru kimselerle birlikte olması sağlanmalıdır.
UĞUR KEPEKÇİ