Bütçe görüşmeleri esnasında Milletin meclisinde, Milletin vekilleri kayıkçı kavgasındalar. Dedi ki demişti sözleriyle, el kol hareketleriyle, yakışanıyla yakışmayanıyla, güya dövüş dava varmış gibi; bir sürü gariplikler.
Hele de kartel medya kanallarından birinde haber izlemek gibi bir işe kalkışmışsanız, vay halinize:
Mecliste büyük gerginlik(!)
Başbakanla Baykal söz düellosunda sertleştiler(!)
Ana muhalefet partisi ve iktidar milletvekilleri birbirinin üstüne yürüdüler, kavga son anda engellendi(!)
Millet sizi sandığa gömecektir(!)
Bizde bir söz vardır, böyle asılsız kavga vari hareketlere kayıkçı kavgası derler
Şöyle oturup birbirlerine kullandıkları ifadeleri bir dinleseniz, Sanırsınız ki tiyatro!
Biri Kürsüde kükreyen aslanlar gibi, diğeri oturduğu yerden gülücüklerle seyrediyor. Sonra yer değiştirip aynı manzara tekrar devam ediyor. Sanki tiyatro oynanıyor. Bütçe görüşmelerinde; bütçeden, devletin ve milletin halinden konuşan yok.
Ne yapsınlar, her şeyini AB nin ABD nin arzu ve isteklerine bağlamış bir iktidar ve muhalefet milletin dertlerine zaten çözüm getiremezler. Öyleyse kayıkçı kavgasına devam ki; millet manzarayı çakmasın. Milletin meclisinden, milletin vekillerinden manzaralar bunlar.
Birazda Milletten manzaralar sunalım da varın siz verin kararı:
Sokakta vatandaşın hali bir başka, artık derdini bile yanmıyor. Yarınlarından umudunu kesmiş.
İnanın ne Meclis umurunda, ne Vekilleri
Vatandaşın karnı aç! Akşam evine götürebilecek bir parça ekmeğin derdinde, başının derdine düşmüş vesselam
Esnaf kesiminden belli iş guruplarının yoğun dönemleri vardır. Ben size şu an iş yoğunluğunun en fazla olacağı kuyumculuk sektöründen örnek vereyim. Bu meslek dalında daha çok bayram önceleri, yılbaşı, anneler günü, babalar günü, sevgililer günü, gibi özel günlerde yoğun işleri olurdu. İşin garibi, yılbaşı ve Kurban bayramı hemen birkaç gün arayla olacağı için beklide tarihte esnaf açısından en güzel fırsatlardan biriydi.
İçinde bulunduğumuz bu haftada, sadece kuyumcu esnafı değil, hemen bütün sektörler açısından belki de ömründe yaşamadığı krizler yaşamaktadırlar. Aslında içinde bulunduğumuz bu günler milletin alım gücünün geldiği son durumu göstermektedir. Bu hükümetin piyasadaki para darlığını gidermek için para basmak (emisyonu genişletmek)bir çaresi olmadığına göre, gelecek günlerin daha kötü ve sıkıntılı olacağını bilmek için fazla şeye gerek yoktur.
Yakinen tanıdığım kuyumcu esnafı arkadaşlarımızla yaptığımız ziyaret ve sohbetlerde tabiri caizse kan ağladıklarına şahit olmaktayım. Siftahsız dükkân kapatan esnaf çoğunluktadır. Her ziyaret ettiğim esnaf arkadaşlar ne olacak halimiz? diye soru yöneltmektedir.
Cevap olarak, yarınlar daha kötü olacak, eğer bu gidişle, bu siyasetle, bu ekonomi modeliyle giderse ülke her yönden daha kötüye gidecektir. Fakirlik artacak, dolayısıyla hırsızlıklar, kapkaçlar artacak diye cevap verince, maalesef durum öğle görünüyor ifadesini kullandıklarına şahit olmaktadır.
Sabahtan akşama kadar vatandaş önceleri biriktirdikleri ufak tefek altınlarını avadanlıklarını satıp, faturalarını, kart borçlarını ödemekle, yaklaşan bayramda ne yapacağını kara kara düşünmekle meşgul olmaktadırlar. Artan hırsızlık olayları o kadar hat safhaya ulaşmıştır ki, kuyumcu esnafına bol bol akşamdan çalınan altınların, çizimleri ve listeleri dağıtılmaktadır. Memleketin savcısının kuyumcular odasına gelip evime hırsız girmiş, çalınan mallarımın listesi şudur diye feveran ettiğine bile şahit olmaktayız.
İşte size millet manzaraları ve mecliste kayıkçı kavgası(!)
Çözüm: Prof. Dr. Haydar Başın ortaya koyduğu ve dünya iktisat bilimcileri tarafından dünyaya onaylanan ve sunulan; Milli Ekonomi Modelidir. Yoksa da mecliste kayıkçı kavgası-millette ekmek kavgası manzaralarını daha çok seyrederiz.
UĞUR KEPEKÇİ