Meydanlar, çözüm adına plan proje anlatmaktan çok, horoz dövüşü şeklinde tencere tavaya dibin kara, seninki benimkinden kara mantığına sahne oldu. Ve sandığa gidildi
Vatandaş cephesinde değişen bir şey olmadı. O son zamanlardaki gibi alışageldiği yolda devam ediyor. Küçük çıkarlara alet oluyor, günü kurtarmaktan başka da derde sahip değil
Seçim kumanyalarına, kömüre, cep harçlığı niteliğinde küçücük paralara, sahte vaatlere, küçük hesaplara alet olmakta; bir anlık menfaat uğruna gelecek beş yıl gibi bir zamanın kullanılma hakkını başkalarına vermekte ısrar etmektedir
Vatandaş gene eskisi gibi, çözümü olmayan, çaresiz düzen partilerini (üç aşağı beş yukarı) seçmekle; işsizliği, aşsızlığı, yoksulluğu seçti
Bu hal devam ettiği müddetçe bu ülkede demokrasi gibi güzel bir rejimin nimetlerinden Millet olarak gereğince istifade edemeyeceğimiz muhakkaktır.
Anlamakta zorluk çekilen en önemli husus; vatandaş hem ağlıyor sızlıyor, bir dokununca bin ah ediyor, ama dönüp dolaşıp yine derdini seçiyor.
Bu da gösteriyor ki ısrarla üzerinde durduğumuz gibi insanlık gerçekten önemli bir yön krizi yaşamaktadır.
Vatandaşın derdi var ama çareyi görmekten çok uzak bir davranış sergilenmektedir
Seçmenin bu hali gerçekten tahlil edilmesi gerekmektedir. Seçmen çözüm ararken, çözümü görmekten ziyade, çözümsüzlüğe alışmışlık halini yaşıyor; sanki gözü perdeleniyor, gönlü kararıyor, şikayet ettiği halini değiştirmek için çaba sarf etmiyor.
Diğer yazılarımızda dile getirdiğimiz gibi derdini hâl edinemediğinden, bilginin davranışa yansıması noktasında kriz yaşıyor.
Basına yansıdığı kadarıyla iktidar partisinin oylarında ciddi oranda düşüşler yaşandığı söylense de bence iktidara gereken sandık dersi verilememiştir. Bu düşüş ancak küçük bir kulak çekme gibi olmuştur. Esas olan dersin, şamar şeklinde olmasıydı
Seçim sonuçlarından sonra galip mağlup tartışmasına girilmiştir. Bu seçimin galibinden çok mağlubunu konuşmak lazımdır. Bu seçimin mağlubu ve mağduru gene maalesef Millet olmuştur
Vatandaş iktidarın uyguladığı korku politikasına mağlup düşmüştür. Bizzat Bakanların, Millet vekillerinin iktidar partisine oy vermezseniz hizmet gelmez tehdidi, muhtarların sosyal yardım ve yeşil kart iptali tehdidi ile vatandaş korkutulmuş, istemeyerek de olsa yine tercihini
İktidar partisinden yana kullanmak zorunda bırakılmıştır.
Küçük hesaplar devam ettiği müddetçe her seçimin mağduru ve mağlubu seçmenin kendisi olacağı unutulmaması gereken bir husustur
UĞUR KEPEKÇİ