Amasya Genelgesindeki "Milletin istiklâlini yine milletin azmi ve kararı kurtaracaktır" ifadesi, milli mücadelemizin parolası olarak tarihe geçmiştir. Bu parola; dün olduğu gibi bugün de yarında bütün milletlerin milli mücadelelerine rehberlik edecektir.
Çıkarılan yasalar ve uygulamalar göstermiştir ki; milletimizin geleceği kararmış, yaşama zevkinden mahrum bırakılmış, seçme ve seçilme gibi çok önemli bir konuda bile gençlik duyarsız kalmış, bütün uyarılara ve telkinlere rağmen, seçmen kaydını bile yaptırmamaktadır. İşte bu durum gerçekten çok vahimdir. Bu hal milletimizin yarınlarından umudunu kesme eğilimini yansıtmaktadır. Milliyetçi akımların gelişmesi engellenmelidir, yada ulusal dalga kırılmalıdır denirken aslında istenilen buydu, milletimizin, "milli heyecanını yok etmek!"
Ama buna asla müsaade edilmemeli, özellikle gençliğe umut aşısı vurulmalı, nasihat edilmelidir. Bir milletin geleceği; gençliğin ideali ve gayretiyle orantılıdır. Gençliğin bazen atalete düşeceğini önceden keşfeden Atatürk, gençliğe hitabesine;
Ey Türk Gençliği!
Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin!... diye başlamasının önemini şimdi daha iyi anlamaktayız.
Yaşanan olumsuzlukların ortadan kaldırılması birkaç kişinin gayretiyle değil ancak milletin topyekün devreye girmesiyle, gayret ve çalışmalarıyla olacaktır. Mustafa Kemal Atatürk, İzmirde şerefine düzenlenen bir ziyafette halk temsilcilerine yaptığı konuşmada bu durumu şöylece dile getirmiştir;
Söylenilen kıymetli sözler arasında özellikle milletin ve kahraman ordumuzun kazandığı başarılar ve zaferleri, benim şahsımda temsil edilmiş görmekten dolayı özellikle teşekkür ederim. Fakat bir noktayı kaydetmek zorundayım. Ve bunu gayet önemli olarak arz ederim ki, bütün bu başarılar, yalnız benim eserim değildir ve olamaz. Bütün başarılar bütün milletin kararlılığı ve imanıyla işbirliği yapması sonucudur. Kahraman milletimizin ve seçkin ordumuzun kazandığı başarılar ve zaferlerdir.
Efendiler!
Efendiler!
Bir millet, bir memleket için kurtuluş ve başarı istiyorsak; bunu yalnız bir şahıstan hiçbir zaman istememeliyiz. Herhangi bir şahsın başarısı demek o milletin başarısı demektir. Bir milletin başarısı demek mutlaka milli genel kuvvetlerin bir yönde yoğunlaşmasıyla, oluşmasıyla mümkündür. Bundan dolayı bilelim ki, ulaştığımız başarı milletin kuvvetler birliği yapmasından, işbirliği yapmasından ileri gelmiştir. Eğer aynı başarıları ve zaferleri gelecekte taçlandırmak istiyorsak, aynı temele dayanalım ve aynı biçimde yürüyelim. Çünkü başarı ancak bu biçimde kazanılabilir. (İzmir Yollarında, s.57-66)
Aziz milletimiz tarihte uyguladı; başarıldı. Bu gün de başarmanın yolu aynıdır; "Milletin istiklâlini yine milletin azmi ve kararı kurtaracaktır"
UĞUR KEPEKÇİ