Geçtiğimiz hafta sonunda, Kahraman Maraşın Kürtül beldesi, Gaziantepin Araban ilçesi ve Kilis ilinde iftar programları düzenlenendi.
Bağımsız Türkiye Partisi(BTP) tarafından düzenlenen, Ramazan iftar programlarına, kurmay kadrosu ile birlikte Genel Başkan Prof. Dr. Haydar Baş da katıldılar. İsraftan uzak, gerçekten sade ve samimiyetle kurulmuş sofralarda, milletimizle birlikte iftar yapan Sayın Başın ve davetlilerin mutluluklarının birbirine karıştığına şahit oldum.
İftar için salonları dolduran vatandaşlar, iftar heyecanının yanında, aç olan gönüllerini de yapılan konuşmalarla doyurmanın heyecanını bir arada yaşadılar. Vatandaşlar, Sayın Başı dinlerken birazda burukluk yaşadılar. Çünkü Sayın Baş, hemen her konuşmasında; Siz bir bardak suya muhtaç idiniz, ben size okyanuslar vaat ettim. Ama maalesef siz beni dinlemediniz. Herkese iş, herkese aş, herkese maaş dedim. Siz ise; açlığı, işsizliği, yoksulluğu seçtiniz. Ben size yapacaklarımı sadece söz olarak değil, noter tasdikli belgelerde anlatmıştım. Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir siyasetçinin yapmaya cesaret edemeyeceği bir yolu tercih ettim. Eğer sözlerimi yerine getirmezsem beni mahkemeye vereseniz, benden hesap sorasanız diye, elinize noter tasdikli belgeler sundum. Ama sizler beni dinlemediniz. Ben ne diyeyim. Cezasını siz çekiyorsunuz. Zararı toplum olarak birlikte çekiyoruz, sizin yanınızda bizde bir millet olarak zarar görüyoruz. Geliniz bu sefer; bir yürek bir bilek olalım ve yaşanan olumsuzlukları ortadan kaldıralım. İfadelerine yer verdiler.
İşte vatandaşın burukluğu burada yatmaktadır. Gerçekten de öyle olmadı mı? Geçmişte söylenen bu sözlere vatandaş kulak vermedi. Vatandaşlarımızın büyük çoğunluğu; Kartel medyanın, etki ajanlarının, toplum mühendislerinin yönlendirmelerine aldanarak gerçeği görmezlikten gelmediler mi?
Bu konudaki yanlışları da Sayın Baş tarafından milletin yüzüne söylenince, tabi ki dinleyenlerde burukluk olmaktadır.
Bu iftar programlarında gözlemlediğim şey; iftar programlarına katılan vatandaşların, iktidar sahipleri tarafında canı yakıldığı ve söylenenlerin gerçekliğini daha yakın gördükleri için Sayın Başa gönülden hak verdikleridir. Görünen o ki; Samimi duygularla millet için milletle beraber olanlar, icazeti milletten almak için yol almaktadırlar.
UĞUR KEPEKÇİ