Batılılaşma süreci ile başlayan yoğun fitne faaliyetlerinden en fazla nasibini alan mübarek gün ve geceler olmuştur. İnsanlığın türlü sıkıntılarla boğuştuğu, manevi çöküntü içerisinde ızdırap çektiği son zamanlarda tarihi fırsat niteliğinde olan mübarek gün ve gecelerden istifade edip günahlarımıza tevbe etmek, maneviyatımızı kuvvetlendirmek dururken, bazı kimseler var ki; adeta şeytanın bedava avukatlığına soyunmuş, milletimizi ve dolayısıyla da insanlığı ifsat faaliyeti sürdürmektedirler. Kuran ve sünnet ile sabit olan Mirac hadisesi de bunlardan biridir. Bizlerde bu konudaki doğru bilgileri sizlerle paylaşarak imanımızı kuvvetlendirmeyi ve bu tür mübarek gün ve gecelerden daha fazla istifade etmeyi murat ettik.
Mirac hadisesi hakkındaki bazı hassas noktaları siz değerli dostlarla paylaşalım
Necm suresindeki 9. ayet hakkında eleştirilere neden olan kısım şudur; Bu tahiyyât, Hz. Muhammed (s.a.s)'in Mirac gecesinde Yüce Allah ile yaptığı selâmlaşmasıdır. Allah ile onun arasındaki mesafe, iki yay kadar yahut daha az kalınca (en-Necm, 53/9), Allah'a selâmlarını şöyle arz etti:
"Bütün dualar, senalar, malî ve bedenî ibadetler, mülk, azamet Allah'a mahsustur." Yüce Allah şöyle mukabele etti:
"Ey Peygamber! Selâm sana. Allah'ın rahmet ve bereketi senin üzerine olsun" Hz. Muhammed (s.a.s) şöylece yeniden söz aldı:
"Selâm ve esenlik bize ve Allah'ın Salih kullarının üzerine olsun." (Muhammed Hamidullah, İslâm Peygamberi, İstanbul 1972, 1, 106)
***
Miracın fiilen gerçekleştiğini kabul etmekle, isnat edilen de Allaha haşa bir mekân tahsis etmiş olduğu zannı noktasındadır.
Bu konuda yeni bilgilere gerek yoktur. Sadece ehli sünnet alimlerinin eserlerinden, rivayetlerinden istifade etmek yeterlidir. Geçmiş alimler, mezhep imamları, müfessirler gereken hemen her sözü söylemişler. Bize de hazır bilgileri anlamaya çalışmak ve yaşamak kalmıştır.
***
Miraç hadisesi gerçekleştiği andan itibaren imtihan sebebi olmuş, Ebubekir(ra) gibi sahabeler bu imtihan sayesinde sıddık unvanını almıştır. Mirac, insanlığın adeta iman testi konumunda olmuştur. Nitelik ve içeriği kıyamete kadar; genel manada insanlığın, özel manada da Müslümanların imtihanı olmaya devam edecektir..!
Bugün camilere kadar giren tefrika sayesinde, imam efendilerden bazıları hala; mirac manevi bir yolculuktur diyebilmektedir.. Halbuki Mirac ayetle sabit ki; Uyanık bir vaziyette beden ve ruhen gerçekleşmiş bir hadisedir.
Kendisine ayetlerinden bir kısmını göstermek üzere kulu Muhammedi bir gece Mescidi Haramdan çevresini bereketlendirdiği Mescidi Aksaya götüren Allahın şanı ne yücedir. Hiç şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir. ( İsra suresi: 17/1.)
(devam edecek)
UĞUR KEPEKÇİ