Geçtiğimiz Cuma ve Cumartesi günlerinde Prof. Dr. Haydar Baş Beyin katılımları ile gerçekleşen Şanlıurfa ve Kahramanmaraşta düzenlenen Bağımsız Türkiye Partisinin salon programlarına katıldık. Programlara ilgi ve alakanın doruk noktada gerçekleşmesi, salonu dolduran kalabalıkların coşkusu görülmeye değerdi. Özellikle Kahramanmaraşta salona sığmayan vatandaşlara salon dışına kurulan sistemle yayın yapılması çok dikkat çekti.
Kartel medya her zamanki gibi kör ve sağır
Kahramanmaraşta BTPnin önceki yıl düzenlediği bir iftar yemeğinde de buna benzer manzaraları yine görmüştük ama, samimi olarak itiraf edeyim ki; salonları dolduran kalabalıklar daha bilinçlenmiş, daha heyecanlı ve dikkatle Milli Ekonomi Modelinin sahibiyle olmanın şuurunu ve mutluluğunu yaşadıklarını gözlemledim. Salonu dolduranlar, Sayın Başı dinlerken, kuru bir kalabalıktan ziyade her söze olumlu tepki veren, adeta yerinde duramayan fıkır fıkır kaynayan bir vaziyetteydiler.
Kalabalıkların kime doğru yönlendiklerini, kararsızların Bağımsız Türkiye Partisinde karar kıldıklarını görmemek için ancak kartel medya olmak lazım. Onlar her zamanki gibi; kör ve sağır
Sayın Başı dinlerken, Onu görmek ve göstermek istemeyenlerin hem kendilerine hem vatana ve millete ne kadar zulüm ettiklerini düşündüm.
Yaptıkları işin vebalini bir anlayabilseler!.. Yaptıkları iş, gizlemeye çalıştıkları hakikat; ölüm döşeğinde derman bekleyen hastadan ilacı saklamak gibi bir iştir. Dermanı saklamaya çalışmak; hastaya yapılan bir insanlık suçudur. Zamanı geldiğinde bu milleti sefil ve perişan bıraktıkları, çareyi sakladıkları için kanunlar karşısında hesap vermeleri gerekebilir.
Çözüm Milli Ekonomi Modelinde
Salon programından sonra Prof. Dr. Haydar Baş Beyin istirahat ettiği mekânda bir gencin söylediği sözler, meseleyi bütün açıklığıyla ortaya koymaya yeter nitelikteydi;
Sayın hocam ben iktisat fakültesinde 3. sınıf öğrenciyim. Sizi yakın bir zamandan beri izliyorum. Fikirlerinizi kendi okuduğum ders kitaplarıyla karşılaştırdığım zaman, bizlere öğretilen şeylerin ne kadar saçma şeyler olduğunu, Milli ekonomi modeli kitabınızı okuyunca da çözümün, sizin fikirlerinizde olduğunu anladım. Modelinizle ilk tanışan öğrenci arkadaşlarım, okulda öğrendiklerinin aksine tüketim endeksli bir model olduğunu duyunca şaşkınlık içerisinde kalıyorlar, kitabınızı okuyunca da sizin taraftarınız oluyorlar. Şu anda kısa bir sürede biz kendi sınıfımızda 10 öğrenci olduk. Sizin görüşlerinizi gönüllü birer nefer olarak dava edindik. Herkese anlatmaya çalışıyoruz.
Bu delikanlının anlattıklarını duyunca Kartel medyanın kimin hesabına çalıştıklarını, asıl gayelerinin asla aziz Türk milletine hizmet olmadığını çok rahat bir şekilde anlıyoruz. Batılın, haksızın mantığı hiç değişmemiştir. Onlar her zaman hakikati milletten gizlemeye çalışırlar: Aman kimse duymasın!. Hakikat duyulunca ise; asırlardır bu millet üzerinde oynanan oyunların açığa çıkacağından; neticesinde de iç ve dış güçlerin hesapları alt üst olacağından korkmaktadırlar.
Gizleme faaliyetleri işte bunun içindir.!
İş, aş, bu sefer Haydar Baş
Ama nereye kadar; Mızrak çuvalda gizlenmez Güneş balçıkla sıvanmaz
Milletimiz öyle bir uyanmış, öyle bir uyanmış ki; köydeki vatandaşına varıncaya kadar; nice iktisatçıya ders verecek kadar ekonomi öğrenmiş, ekonomik terimleri maharetle kullandığını görünce zannedersiniz ki; bu işin mektebinde okumuş.
Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Sayın Prof. Dr. Haydar Başın, aziz milletimize yeniden kuva-yi milliye hareketi ile kazandırdığı en önemli haslet budur. Önce milleti kendi durumundan haberdar ederek derdini tanıtmak, sonra dermanını sunmak; sonra da kendi azmini ve kararlığını devreye sokarak, kurtuluşa ikna etmek
Herkes derdini de dermanını da gayet güzel bir şekilde öğrenmiştir. Çözümün adresi bellidir; İş, aş, bu sefer Haydar Baş
UĞUR KEPEKÇİ