Dün, bugün, yarın insanların birlikte olmak, birlikte yaşamak özelliği ve ihtiyacı asla kaybolmayacaktır. Ancak birliğe engel olan da insanın doğasında var olan nefsî ihtiraslarıdır. Birlik olması istenen insanın bu yönü tanınmadan, var olan engelleri ortadan kaldırmadan, nasıl birlik oluşacağının çerçevesi çizilmeden, birlik sağlanamaz..! Bu yazımızda özet olarak birliğin oluşması için gerekenlerden bahsetmeye çalışacağız.
***
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Lideri Prof. Dr. Haydar Baş; 1988de Birlik Ve Beraberliğin Zarureti Ve Temel Unsurları adlı konferanslar serisinde; Kendi içinde kavgalı olanın, dış tabiatında faydalı olması mümkün değildir. İnsanın önce kendi kendi ile uyumlu olması lazımdır. Bu da kendinde inancı hakim kılması ile mümkündür. Yani Tevhidi evvela nefse kabul ettirmek şarttır tespitinde bulunmuştur.
***
Oluşacak birliğin mutlaka bir ölçü çerçevesinde olması gerektiğini belirten Sayın Baş, Birliğe Doğru kitabında bu konuya şöylece temas etmiştir;
Madde ve mana planında, mücerret veya müşahhas planda her mümkünün bir ölçüsü vardır. İnsanların gerek iç, gerekse dış tabiatları itibariyle mutlaka bir mikyas dahilinde hareket etmesi zaruridir. Nitekim bizler, meseleleri bir mikyas (ölçü) dahilinde kabul veya reddederiz. Esasen insanlar sübjektif ölçülerle hareket ettikleri zaman farklı farklı neticelere varırlar. Gerek mücerret gerek müşahhas olan davranışlarımız -itikadi de olsa- farklı olur. Bu münasebetle ölçünün tam, kâmil olması lazımdır.
Gerek mücerret, gerek müşahhas, gerek maddi ve gerekse manevi olaylarda hakikat tektir. İnsan eğer bu tek hakikate, bütün hakikatleri içinde toplayan bir mikyas ve ölçü ile yaklaşmazsa ayrı ve yanlış neticelere varabilir. Ölçü yanlış olursa netice de yanlış olur.
Hz. Mevlana Mesnevisinde bu konuya ışık tutacak şu olayı anlatır:
Âriflerden birinin şaşı bir talebesi varmış. Odanın kenarında bulunan testiyi bu şaşı talebeden istemiş. Talebe şaşı olduğu için; Efendim hangi testiyi getireyim? diye sormuş. Üstat; Evladım kaç testi var? deyince talebe iki tane olduğunu söylemiş. Bunun üzerine Üstad; O halde birini kır, diğerini getir demiş. Talebe, testiyi alıp yere çarptığı gibi, testiden geriye sadece elindeki sapı kalmış. Üstad hemen taşı gediğine koymuş; Eğer olaylara bu şaşı gözle bakarsan hakikati göremezsin
Bunun gibi ölçü ters olursa, hakikatler çok çatallı görülür ve gerçeğe varılamaz. Demek, ölçü sağlam olmazsa netice alınamaz (Birliğe Doğru, Prof. Dr. Haydar Baş, sayfa:18)
***
Kitaplar çapında bir konu olan birlik konusuna makale hacminde ancak bu kadar değinebilmekteyiz. Akıldan çıkarılmaması gereken en mühim şey; birliğin hamuru millet olarak bizde vardır. Küresel güçlerin oyun ve oyuncağı olmaktan kurtulup, öz benliğimize dönmeye karar verdikten ve iyi niyet besledikten sonra başaramayacağımız hiçbir iş yoktur. Yeter ki inanalım; Muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızda taşıdığımız kanda mevcuttur.
UĞUR KEPEKÇİ