Bu makalenin başlığı olan sorunun cevabını bütün herkes merek ediyor ama şimdilerde kimse cesaretle bu sorunun cevabını veremiyor. Çünkü bu sorunun cevabı çok kişinin maskesini düşürür de ondan.
1980'li senelerde yayın hayatına başlayan İcmal dergisinde baş yazar olarak yazıları yayınlanan Prof. Dr. Haydar Baş'ın "kavgaların menşei" adlı bir makalesini okumuştum. Makalede "Dünyadaki bütün kavgaların, savaşların temelinde inançların yattığını, kullanılan silahların ve metotların ancak bir sözcü hükmünde olduğunu" dile getiriyordu. Yaşanan sosyal olayları incelediğimiz zaman bunun hakikat olduğunu görürüz.
Bugün de yaşanan bütün sosyal hadiselerde hakim unsur iman menfaat çatışmasıdır. Mücadeleler, İmanının gereğini yerine getiren kutlu insanlar ve menfaatini tercih eden bedbaht insanlar arasında geçmiştir.
Gazze'de başlayan ve bütün Filistin topraklarına yayılan katliamlarda katledilen Müslümanlar'ın yaşadıkları soykırıma Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Av. Hüseyin Baş, kişisel YouTube kanalında çok önemli tespitler yaptılar:
"İsrail, en son Refah'ta Birleşmiş Milletler kampını vuruyor. Bunu biz, bundan 30 sene önce aslında izledik. Nerede izledik? Balkanlarda izledik. Boşnaklar, Arnavutlar ve Türklere Sırpların yaptığı zulümde izledik. Kısa bir süre önce bunun bir soykırım olarak tanınmasını Birleşmiş Milletler de kabul ettiler. O sırada Sırbistan Başbakanının yüzünü düşürdüğü bir sahne var, aslında birçok şeyi anlatan bir sahne. Balkanların göbeğinde, aslında Avrupa'nın göbeğinde Müslümanlar katledildi. Şimdi şu soruyu da sormak lazım; Niye hep bu karmaşa Müslümanların olduğu yerde oluyor? Ben Balkanlara seyahat ettiğimde Arnavutlar, Türkler 'Burada Müslümansın kötüsün, Müslüman değilsin iyisin' diyordu. Dolayısıyla mesele burada, bu olayların hep Müslüman başına gelmesi de bana sorarsan bir tesadüf de değil.
'Biz de sırada olabiliriz'
Uzakdoğu'da da yaşanan yine aynı Müslüman'ın başına geliyor. Myanmar'da böyle, Ortadoğu'da böyle, Balkanlar'da böyle. Dolayısıyla bunu biz de şu manada anlamamız lazım; biz de Müslümanların çok yoğun olarak yaşadığı bir ülkeyiz. Müslümanların yaşadığı bir ülke olarak o zaman sen de sırada olabilirsin. Bunu da bir yere not etmek lazım ve buna göre ahvalini hesap etmek lazım, olayın nereye gittiğini görmek lazım.
'Müslüman'ın kanını peşkeş çekip konfor satın alıyorlar'
İsrail'in yaptığı çok büyük katliam, çok büyük bir soykırım. Bunun bedelini bu devletler ödetemiyor. Bu kadar Müslüman devlet var, Arap birliği var, bu kadar bilmem ne var hiçbiri kalkıp bir şey yapamıyor. Niye yapamıyorlar biliyor musunuz; Sarayları var. Saraylarından taviz vermek istemiyorlar. Konforları var, konforlarından taviz vermek istemiyorlar. Aslında oturdukları tahtlar, bindikleri arabalar, gezdikleri yerler yedikleri yemekler, giydikleri kıyafetler hepsinin içinde bir Müslüman kanı var. İşin özeti de bu, buna peşkeş çekiyorlar. Müslüman'ın kanını peşkeş çekiyorlar, bununla birlikte konfor satın alıyorlar. Bu düzeni de değişmek inşallah bize nasip olur, bizim neslimize nasip olur. Ben dünyaya adaleti Türk'ün getirebileceğine inanıyorum. Türkler bu konuda tarih boyu kendini ispat etmiş bir millet. İnşallah dünyada adaleti yeniden tesis etmek bizim milletimize nasip olur demekten başka da elimden bir şey gelmiyor."
İnsanlık, Milli Ekonomi Modelini iktidar ederek sadece ülkemize değil dünyaya huzur, barış ve zenginlik getirecek kabiliyette olan BTP'nin Ebedi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın yetiştirdiği Hüseyin Baş ve kadrosunu bekliyor. Düşmana korku, dosta güven için safları sıklaştıralım.