Her hafta dolu dolu dünya ve ülke gündeminin değerlendirildiği Eko Analiz programında, katılımcılar bu hafta da yine ülke ve dünya gündemini değerlendirdiler.
Katılımcılardan Konya İl Başkanı Sanayici ve İşadamı Hüseyin Akbal?ın değerlendirmesi orta doğuda cereyan eden sözde halk hareketleri idi?
Sayın Akbal, bir ülkede meydana gelen toplumsal olayların mutlaka sosyolojik açıdan incelenmesi gerektiğini, aksi taktirde meydana gelen olayların teşhisinde büyük yanılgıların oluşacağını, böylelikle olayların çözüme kavuşturulmasının zor olduğunu izah ettiler.
Çok önemsediğim Sayın Akbal?ın tespitlerini sizlerle paylaşarak Ortadoğu olaylarını anlamaya çalışalım:
?Bir toplumda meydana gelen olayların Halk hareketi olabilmesi için kendi içlerinden liderlerin meydana çıkması ve olayların kendilerince organize olması gerekmektedir. Gerek Mısır?da gerek Libya?da meydana gelen olaylarda halk gayet bilinçsiz ve karmaşa içinde davranmaktadır. Ortadoğu?daki olaylar ezilen halkların kurtuluş mücadelesi olarak tanımlanırsa, madem bütün Ortadoğu?daki İslam ülkelerindeki halk eziliyorsa, neden hep birlikte hareket etmek yerine, kısım kısım hareket etmektedirler. Mesela, önce Tunus, sonra Mısır, sonra Libya, sanki birbirini bekleyerek bir davranış sergilenmektedir. Ülke ülke ve kısım kısım ayaklanmalar başlatılmaktadır. Ayaklanmalarda halkın arasında uçaksavarlar ve ağır silahlar kullanan savaşçıların varlığına rastlanmaktadır. Halkta bu silahların varlığı zaten mümkün değildir.
Bu bile ayaklanmaların dışardan organize edildiğinin işaretidir.
Ortadoğu?da cereyan eden olayları asla BOP dan bağımsız düşünemeyiz. Eğer olayı sağlıklı değerlendirmezsek, yanlış tahlil eder, çözüme kavuşamayız??
Olayları değerlendirirken sayın Akbal?ın bakış açısından bakıldığında, gerçek meydana çıkmaktadır.
Gerçektende dünyanın gözü enerji kaynaklarının harmanı, özellikle de doğalgaz ve petrolün ana kaynağı olan bu topraklarda her zaman batının gözü olmuş, hesapları olmuş, her fırsatta buralarda kargaşa çıkarılmış, asırlardır bu topraklarda kan ve göz yaşı dinmemiştir.
Asırlardır batının ve küresel güçlerin hesabı olan bu topraklarda, bugün batının ve küresel güçlerin hesabının olmadığını ve meydana gelen olaylarda küresel güçlerin parmağının olmadığını düşünmek, en büyük gaflet olacağı kanaatindeyim. Çünkü küresel güçler, bugün dünden daha güçlü, daha zalim ve daha doyumsuz bir vaziyettedir...
O zaman, Ortadoğu?da meydana gelen olayları da Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) kapsamından ayrı düşünmek, asla mümkün değildir.
UĞUR KEPEKÇİ