Fransada bir dergide yayınlanan Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammedi (sav) simgeleyen ve rencide eden karikatürlerin ardından; açılan bir sergide Kâbe, kadın ve ahlaksız figürlerin bir arada işlendiği bir sergi düzenlendi. Müslümanların cılız tepkileri birkaç söz ve arada kaynayan kutsal değerlerimiz. Habibim biz seni âlemlere rahmet olarak gönderdik (Surei Enbiya /107) sırrının muhatabı Hazreti Muhammede (sav) yapılan bu hakaret ve saldırı ne ilk ne de son olacaktır. Bu, Haçlı batının ahlakıdır, kanunudur!
İslam düşmanlarının soysuzluğu
Benim üzerinde durmak istediğim; dün Danimarkada, İsveçte, bugün Fransada yarın başka bir Avrupa ülkesinde bu tip olayların gerçekleşmesi bizi asla hayal kırıklığına uğratmamalıdır. Kuran ve Peygamber düşmanları dün olduğu gibi kıyamete kadar aynı çizgide kültür ve inançlarının gereği olan soysuzluk ve inkârcılıklarını devam ettireceklerdir. Fransa, ya da başkası; yok birbirlerinden farkları! Çünkü onlar Avrupalı (!)
Onlara hiç kızmaya gerek yok; çünkü onların medeniyeti, onların kültürü; zulüm, inkâr, kavga ve ahlaksızlık üzerine kurulmuştur. Yapılan ahlaksızlık da onlara yakışır! Hak din İslam; yozlaşmış ve bozulmuş olan bu medeniyetsizleri ıslah ve terbiye etmek için gelmiştir.
Şimdi Dinlerarası diyalog saçmalıklarıyla başlatılan faaliyetlerle onlara yar ve yaren olmaya çalışılmaktadır. Onlar kendi kültürlerinin gereğini yerine getirirken biz kendimizi ve kültürümüzü inkârın peşinde koşmaktayız.
Bizim kendimize kızmaya hakkımız var. Bizim, onlarla bizi bir kefeye koymaya çalışan, bu medeniyetsizlerle medeniyetler ittifakı (!) adı altında eşyanın ve aklın tabiatına aykırı bir ittifaka zorlayanlara kızmaya hakkımız var. Bu tavrımız onlarla kavga mantığı sergileyelim manasında değildir. İtirazımız; bize asla dost olmayan ve olmayacak olan Avrupalının karşısında, milli direncin yok edilmesi manasına gelebilecek tavırların sergilenmeye çalışılmasınadır.
Kanuninin Fransaya yazdığı uyarı mektubu
Fransanın haddini bilmezliği çok eskilere dayanmaktadır. Onlara bir mektupla haddini bildiren bir neslin torunları olarak tarih hafızamızı yenileyerek, dünden bugüne geldiğimiz durumu muhasebe etmemizde fayda görüyorum.
İşte mektup;
Ey Fransa kralı Fransuva..! Sefiri Kebirimden aldığım mazhara göre malumatım oldu ki, memleketinde dans namında ala meleinnas fuhşiyyat ve lubiyyat yapıyormuşsunuz. İş bu namei hümayunumun eline vusulünden itibaren be melanet ve rezalete son vermediğin taktirde orduyu hümayunumla gelip seni kahretmeye muktedir olurum (Kanuni Sultan Süleyman). Kanuninin bu mektubundan sonra Fransada tam yüz sene dans yapılmamıştır. (Tarihçi Hammer).
Dün, bir dans dolayısıyla nota çekilen Fransada bugün Müslümanların en kutsal değerleri olan Kâbe ve Peygamber Efendimiz, hakaret ve alay konusu yapılabilmektedirler.
Sadece Kanuninin mektubu değil, tarihte başka örnekler de var.
II. Abdülhamid, Peygamberimiz hakkında yapılan Muhammed isimli piyesi, Fransada yasaklatmıştı... Fransız yazar Boniierin iftira ve uydurmalarla dolu Muhammed isimli piyesi, Fransa da oynatılma izni alınca, Osmanlı hükümeti, derhal Fransa nezdinde harekete geçmiş ve piyesi yasaklatmayı başarmıştı. (Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Y.PRK.HR 12/77).
Kendi kültürümüzden uzaklaştığımızı gören Avrupalı, küstahlığını artırmağa devam etmektedir.
AB uğruna küstahlığa seyirci kalıyoruz
Şimdi biz tepki adına bir kınama dahi yapamıyoruz. (Bizi AB ye almazlar diye). İşin en acı tarafı da medeniyetten yoksun bu Avrupalılara methiyeler yakıp, onlarla medeniyetler ittifakı adı altında birlikler oluşturmaya çalışılmaktadır.
Neymiş efendim; Avrupa birliği Hıristiyan topluluğu değilmiş(!?)