Bir ülke fiili işgal hadisesiyle karşılaşmadan önce, ayrılığa sebebiyet verebilecek her unsur en ince ayrıntılarına varıncaya kadar kullanılır. Bu bilinen bir realitedir.
Ülkemizde bu oyun defalarca sahneye konuldu. Her defasında geri tepti
Şu anda muhtaç olduğumuz en mühim iş, milletin birliğini tesis etmektir.
Gerek içerde gerek dışarıda dünyanın oyuncağı olmamıza rağmen, Milletin istiklalini milletin azmi ve kararlılığının kurtaracağına inancım tamdır. Bu kurtuluşun kısa zamanda gerçekleşmesi isteniyorsa; millet olarak herkesin çok ciddi bir muhasebe yapması ve gereğinin yerine getirilmesi gerekmektedir.
BTP şemsiyesi altında bütünleşme zamanı
Yazmış olduğum Onlar Busha koşuyor, millet Haydar Başa makalemden sonra okurlarımızdan gelen farklı değerlendirmelerle karşılaştım. Bu değerlendirmelerden bir tanesi üzerinde durmak istiyorum. Okurumuz; yapılan İkinci Kuva-yı Milliye mücadelesinden ve Prof. Dr. Haydar Baş Beyden övgüyle bahsedip, vatansever partilerin ve liderlerin mutlaka biraya gelmesi gerektiğinden bahsetmiş.
Düşünce olarak çok doğru, fakat bu konunun mutlaka irdelenmesi gerekmektedir. Vatandaşın gerçekten kimi desteklemesi ve hangi adreste birleşmesi gerektiği objektif olarak değerlendirilmelidir.
Her fırsatta Prof. Dr. Haydar Baş Beyin Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) kurulmadan düzenlenen Bağımsızlık ve Bayrak mitinglerinden bahsetmekteyiz. O, düzenlenen bütün programlarda ülkemizi bekleyen tehlikelerden söz etti ve Siz baş olun, ben ayak sözünü her zaman tekrarladı. Milli siyasetten, milli devletten, milli duruştan, milli ekonomiden bahsetti durdu
Ama maalesef en dinî geçineninden, en millî görünenine; en solcusundan, en sağcısına herkeste bir AB sevdası almış başını gitmişti! Defalarca kapıları çalınmasına rağmen, ABsiz olmaz, ABD siz olmaz diyerek kapılarını hep kapattılar.
Topyekûn bir milleti kucaklayan parti: BTP
İş BAŞa düştü
Yola çıkıldı.
Çok çileler çekildi.
İftiralara uğranıldı.
Tacizler uygulandı
Yılmadan, usanmadan fedakâr kadrolarıyla kapı kapı dolaşıldı, gerçekler milletimizle paylaşıldı
AB ve ABDnin gerçek yüzü, Dinlerarası diyalogun milli ve dini bütünlüğümüzü yok etmeye yönelik çok büyük tehditler içerdiği, BOP aldatmacasının esas hedefinin aziz vatan topraklarımız olduğu milletimize anlatıldı ve bu yolda istenilen amaca ulaşıldı: Millet uyandı!
Yapılan çalışmalar ulusumuz adına çok ciddi sonuçlar vermeye başladı. Artık; AB vatandaşımızın gündeminde değildir, ABD güvenli bir müttefik değildir. BOP tuzağı anlaşılmıştır. İşte tam bu sırada dünün ABcileri çark etmiş görünüp, güya dindar ve millîyetçiymiş gibi, AB karşıtıymış gibi görünüp milletin kendilerine tekrar teveccüh etmesini istemektedir. Ufukta beliren Bağımsız Türkiye İktidarını medyanın da pompalamasıyla gölgeleme faaliyetleri başlatılmış, adres saptırılmaya çalışılmaktadır.
Evet, birlik olmak lazım ama fikirlerinden ve çizgisinden asla taviz vermeden, değişim rüzgârlarından etkilenmeyen, milli kimlik ve benliğinden asla taviz vermeden yoluna devam eden Prof. Dr. Haydar Baş Beyin etrafında birlik olmak, bütünleşmek gerekmektedir.
Bu kesinlikle hamasetle söylenmiş bir söz değildir. Çünkü Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet Projesiyle topyekûn bir milleti kucaklayan ve mutlak çözümler sunan tek lider Prof. Dr. Haydar Baştır.
Diğerleri denendi.
Milletimiz onlara sonuna kadar fırsat tanıdı.
Ama maalesef milletin emanetine layık olamadılar.
Mutlak çözümler sunan tek lider
AKPnin yerine, eskilerden hangisini seçerseniz seçin, hiçbir şey değişmeyecektir. Çünkü İç politikanın AB ye, dış politikanın ABD ye, ekonomin IMF ye teslim edilmiş olduğu, milletin aç ve sefil bırakıldığı, özelleştirme adı altında bütün değerlerimizin dış güçlere pazarlandığı bir politikadan kurtaracak kimsenin çözüm önerileri yoktur.
O zaman hizmetin, birliğin, beraberliğin adresi bellidir. Başka adres aramaya gerek yoktur. Seçmene düşen; Haydi hep beraber Bağımsız Türkiye için, Haydar Başla beraber olmaya demektir.
Vesselam
Uğur KEPEKÇİ