Avamın orucu olarak belirtilen orucun mide ve tenasül uzvunu şehvetlerden sakınmak; yani yemek, içmek ve cinsî münasebette bulunmaktan sakınmaktan ibaret olduğu herkesçe malumdur. Mertebe ve fazilet olarak daha üstün olan oruç şekli Havass'ın orucudur. Bu oruç ise, Salihlerin orucudur. Bu orucun keyfiyeti, azaları günahtan korumakla beraber şu altı şeyle tamam olur:
1. Gözü Korumak
Gözü, çirkin ve istenilmeyen şeylerden korumak, kalbi meşgul eden ve Allah'ın zikrinden alıkoyan şeylere bakmamaktır. Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
?Haram bakış, İblis'in zehirli oklarından bir oktur. Kim Allah'tan korkarak onu terk ederse, Allah Teâlâ o kuluna tadı kalbinde beliren bir iman ihsan eder.?( Hâkim, (Huzeyfe'den sahih bir senetle)
Gözün korunması halinde orucun sırrına erişme yolunda ciddi adımlar atılacağı muhakkaktır.
2. Dili Korumak
Oruçlu kimseler dillerini de ciddi manada korumak zorundadırlar. Orucun sırrına ermek için boş ve günah içeren sözlerden dilini koruması gerekmektedir.
Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
?Oruç, mü'min için kalkandır. Bu bakımdan herhangi biriniz oruçlu ise, fahiş konuşmasın, cahilce hareket etmesin. Eğer bir kişi kendisiyle çirkin konuşur veya dövüşürse, desin ki: 'Ben oruçluyum, ben oruçluyum?( Buharî ve Müslim, (Ebu Hüreyre'den)
3. Kulağı Korumak
Kulağı her haramı ve mekruhu işitmekten alıkoymak gerekir. Çünkü söylenilmesi haram olan her şeyin işitilmesi de haramdır. İşte bu sırra binaen Allah Teâlâ, gıybet dinleyen ile haram yiyeni eşit tutmuştur: ?Onlar sürekli yalan dinlerler, haram yerler.? (Mâide/42)
Bu sırra binaen Hz. Peygamber de şöyle buyurmaktadır: ,
?Gıybet edenle, onu dinleyen, günahta ortaktırlar.?( imam Ahmed, (Resûlullah'ın âzadlısı Ubeyyid'dcm zayıf bîr senedle/ Taberânî, (İbn Ömer'den benzerini sahih bir senetle)
Günaha dinlemekle ortak olanların kulaklarını korumadan orucun sırrına ermesini beklemek de boşunadır.
4. Diğer Azaları Korumak
Diğer azaları da günahtan alıkoymak gerekir. Meselâ el ve ayak gibi. Kişi, midesini iftar zamanında nefsin istediği şehvetlerden korumalıdır. Helâl yemekten çekinmek suretiyle oruç tutup, iftar zamanında haram ile iftar edenin orucu hiçbir fayda temin etmez ve manasız kalır. Böyle bir oruçlunun durumu tıpkı bir köşk bina edip, bir şehri yıkanın durumuna benzer. Çünkü Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
?Nice oruç tutanlar vardır ki orucundan sadece açlık ve susuzluk elde eder.? ( Nesâî vb ibn Mâce, (Ebu Hüreyre'den)
Orucun bir vasfı da nefsi takvaya alıştırmaktır.
5. İftarda Az Yemek
İftar zamanında tıka-basa -helâl de olsa- yememek gerekir. Helâl de olsa tıka-basa doldurulan mide Allah nezdinde en fazla buğzedilen kaptır. Oruçlu bir kimse, gündüz yemediklerini iftar zamanında tıka-basa yerse, acaba Allah'ın düşmanı olan nefis ve şeytanı nasıl kahredebilir ve şehvetini nasıl kırabilir?
6. İftar Sonrasında Korku ile Ümit Arasında Olmak
Oruçlunun iftardan sonra kalbi korku ve ümit arasında muzdarip olmalıdır. Çünkü orucunun kabul edilip kendisinin Allah'a yakın olanlardan veya orucunun kabul edilmeyip Allah'ın gazabına maruz kalanlardan olup olmadığını kestirememektedir. Her ibadetin sonunda da böyle olmalıdır.
Bu şartlar yerine getirilerek tutulan bir orucun kişiye gerek dünyada gerek ahirette sağladığı faydalarını anlatmakla bitirmek mümkün değildir.
UĞUR KEPEKÇİ / 25.Temmuz.2012