Dost düşman herkes şunu bilir ki Bağımsız Türkiye Partisi Prof. Dr. Haydar Başın siyaset sahnesine girmesiyle siyaset bir anlam kazandı.
Nasıl mı? Şöyle ki; eskiden liderlerin söylemleri davranışları vaatleri sıradanlıktan çıkamaz, seçim zamanı birkaç meydan mitingi, birkaç tv konuşması ile geliştirilirdi. Vatandaşlara fazla bir söz diyecek kadar bilgi ve becerileri de yoktu zaten
Ama şimdi iş değişti. Bağımsız Türkiye Partisi kurulduğu günden bu yana sürekli hareket halinde, gerek lideri gerek kadroları gece gündüz çalışmakta, sürekli vatandaşla temas halindeler. Her hafta sonu genel merkezde Genel Başkan katılımlı bir toplantı yapılır. Merkez karar kurul toplantıları, il başkanları, il müfettişleri, bölge müfettişleri v.s. disiplinli bir çalışma takvimi uygulanır. Her hafta Genel Başkan talimatlı çalışma şekilleri, takvimleri düzenlenir. Genel Başkan Prof. Dr. Haydar Başın gündemle alakalı mutlaka güncel ve sıcak değerlendirmeleri ile teşkilat bilgi ve disiplin yumağı oluşur.
Geçmişte başka siyasi hareketlerle olan temasımdan hatırlıyorum. Partilerin seçim atmosferi dışında kapılarına kilit vurulur. İktidar parti binaları da yandaşlarla yakın temas ve iş takibi için açık kalırdı
BTP de ise seçim sabahından itibaren parti binaları açık tutulur, seminer ve istişare toplantılarına devam edilir.
Sayın Başın toplumun bütün problemlerine sunduğu çözüm önerileri tabiatıyla diğer liderleri de sürekli çalışmaya ve proje üretmeye teşvik etti. Yanlış duymadınız, proje üretmeye mecbur etti diyoruz. Ancak bir farkla
Diğer liderler ve partiler, Prof. Dr. Haydar Başın projelerini aşırmanın yollarını bulma projesine kafa yormaktadırlar
Vatandaşlık maaşını aşıralım ama adına yoksulluk maaşı diyelim!
Ev hanımlarına maaş verelim diyelim ama adına her eve sigorta diyelim!
İş aş Haydar Baş diyorlar, bizde herkese iş, herkese aş diyelim! Ya da aş iş özgürlük gibi değişiklikler yapalım ki anlaşılmasın!
Kaynak nerede diyenlere de (henüz öğrenemedikleri için) hele iktidar olalım görüsünüz diyelim!
BTP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ömer Eyercioğlu BTP nin 4. Olağan kongresinde yaptığı konuşmada bakınız ne güzel cevap verdi proje hırsızlarına;
Hz. Mevlanaya dilencinin biri gelir ve Ya Hazret ban sadaka verir misin? Hz. Mevlana da yerden bir avuç toprak alır ve bir şeyler okur, adamın eline bir avuç altın koyar. Adam sevinerek altınları alır ve gider. Bir müddet sonra gene gelir ve Ya Hazret bana şu işin yolunu öğretsen de sizi sürekli rahatsız etmesem. Der. Hz. Mevlana da adama okuduğu duaları öğretir. Adam sevinçle gider. Hemen geri döner. Ya Hazret benimle alay mı ediyorsun öğrettiğiniz duaları okudum ama elimdeki toprak altın olmadı. Hz. Mevlana adama döner ve bre adam okuduğun dua aynı dua ama ağız aynı ağız değil der.
Bizde buradan sizlere sesleniyoruz ey proje hırsızları Sayın Başın modelinden ne kadar çalarsanız çalın asla onu uygulayamazsınız ve başarı elde edemezsiniz çünkü dua aynı dua ama ağız aynı ağız değil.
Fazla söze ne hacet, arif olan anlar. Anlayana sivri sinek saz anlamayana davul zurna az
UĞUR KEPEKÇİ