Sâlih amel kavramı, üzerinde en çok tartışılan bir kavramdır. Bırakın iman ehli olanları, tahrif olmuş din mensuplarının davranışlarını dahi sâlih amel kapsamı içerisinde değerlendirmeye kalkışanlar olmuştur. Bu sebeple iman edenler arasında farklı düşüncede olup nefislerine hoş gelen işleri dahi sâlih amel kapsamı içerisinde değerlendirenler her dönemde olmuştur.
Bu yazımızda sâlih amel kavramı üzerinde durmak istiyoruz. Salih amel, kapsamı çok geniş olan bir kavramdır. Sadece iman, sadece düşünce, sadece ibadet, sadece muamelat değil; belki bunların tümünü içine alan Allah'ın ve Peygamberin yapın dediklerini yapmak, yapmayın dediklerini yapmamaktır, sâlih amel.
Öncelikle yanlış yorumlanmaya çalışılan hadisi şerifi aktararak konumuzu açalım:
"Zifiri karanlık bir gecenin parçalarına benzeyen fitneler zuhur etmeden önce sâlih ameller işlemede acele edin! Zira o vakit insan, mümin olarak sabahlayıp kâfir olarak akşamlayacak ya da mümin olarak akşamlayıp kâfir olarak sabahlayacak; dinini dünya metaı karşılığında satacaktır." (Müslim, Sahih, İman, 186; Tirmizi, Sünen, Fiten, 30).
Sâlih amel kavramını sadece ibadetle sınırlandırıp İslam'da yasaklanan ruhbanlık benzeri dünyadan el etek çekmek, maksadın dışına çıkmak ve sosyal sorumluluktan kaçmaktan başka bir eylem değildir.
Yüce Allah Kur'an'ında iman ettikten sonra yapılacak bütün iyilikleri sâlih amel kapsamında değerlendirmiştir.
"Asr'a yemin olsun ki hiç şüphesiz insan hüsrandadır. Ancak iman edip sâlih amel işleyenler, birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenler müstesna." (Asr suresi / Ayet 1-3)
"Erkek veya kadın kim mümin olarak iyi iş yaparsa elbette ona hoş bir hayat yaşatacağız ve onların mükâfatlarını yapmakta olduklarının en güzeli ile vereceğiz." (Nahl Suresi, Ayet 16, 97)
"Kim zerre miktarı hayır yapmışsa onu (karşılığını) görür. Kim de zerre miktarı şer işlemişse onu (karşılığını) görür." (Zilzal / 7-8)
Nelerin sâlih amel olabileceği hakkında bilgiler aktarmaya çalışalım:
Allah'ın Kur'an'ında yasak ettiği domuz etini kasaplık et sınıfına alanlarla mücadele etmek sâlih ameldir.
Allah'ın Kur'an'ında yasak ettiği zinanın serbest kılınmasına sebep olanlarla yapılacak mücadele sâlih ameldir.
Dinlerarası diyalog sapkınlığına karşı verilecek her türlü samimi mücadele sâlih ameldir.
Vatanın bölünmez bütünlüğü ve milletin selameti için çalışmak, hakkı-adaleti hâkim kılmak için çaba ortaya koymak sâlih ameldir.
Yolsuzluklarla, israfla, milletimizin yeraltı yerüstü zenginliklerini talan edenlerle yapılacak mücadele sâlih ameldir.
Faiz sisteminin esas alındığı, gayrimüslim inanç sisteminin egemen olduğu, insanları sömüren kapitalizmle mücadele edip; yerine sosyal adaleti tesis etmek, işsizlere iş bulmak, aç olanların karnını doyurmak; insanları, insan onuruna layık bir yaşama kavuşturmak için bir çaba ortaya koymak sâlih ameldir.
Bu mücadeleyi hukuki bir zemin içerisinde yerine getirmeye çalışarak, haktan adaletten uzaklaşmadan, milletine Allah için hizmet etmeyi gaye edinerek; ibadet mantığıyla yapılan fikri ve siyasi çalışmaların tamamı sâlih ameldir.
Devletten bir kuruş yardım almadığı halde insanların kendi imkânlarıyla, adeta yedi düvele meydan okuyarak; şahsi çabalarıyla, olmaz türlü fedakârlıklarla Allah rızası için yapılan mücadele sâlih ameldir.
Makalemizi bir soru ve dua ile bitirelim: Bu ve benzeri sâlih amelleri yapmayanlar, maddi-manevi sorumluluktan nasıl kurtulacaklar?
Rabbimiz son nefese kadar, verdiğimiz söz üzere sâlih amellerle geçecek bir hayat sürüp söz verdiklerimizle cennette buluşmayı nasip eylesin.