12 Haziran seçimi, sevabıyla günahıyla sona erdi. Üzülenler, sevinenler oldu. Mağdur olan oldu, köşeyi dönen oldu. Yanlış yada doğru; halk bir şeyler yaptı, sandığa gitti neyi nasıl yaptı, kime neden oy attı, bilen oldu bilmeyen oldu. Velhasıl Millete vekil olan oldu, olamayanlar oldu?
Kimileri yapılan bu seçimin sonucunu, klasik ve alışılmış bir ifadeyle geçiştiriyor. ?Milletin iradesine saygı duymak lazım diyor.? Ben bu ifadeyi şekil ve içerik olarak hiçbir zaman kabul etmedim ve etmeyeceğim de?
Yanlış olan şeyleri tercih edenlerin fazla olması; beni yanlışa doğru demeye, yada saygı duymaya zorlayamaz. Ancak susarım, bağrıma taş basarım, yanlışı ortadan kaldırmak için haklı mücadeleme devam ederim?
Ne demek istediğimizi anlatmaya çalışalım. Öncelikle şunun bilinmesi lazımdır. Demokrasi denilen bu sistemde yapılan bazı şeylerin yerli yerine oturmadığına, bu sitemin gerçek manada uygulanmadığına, bazı şeylerin yanlış olduğuna, yanlış uygulandığına inanıyorum.
Yapılan seçimin adil ve doğru bir zeminde yapılmadığına seçimin konusunun ve sorusunun doğru yapılmadığına, dolayısıyla çıkan sonuçların adaletine, doğruluğuna inanmıyorum. Bu ifademle seçimlere hile karıştı falan demek gibi ucuz kahramanlık yapmak da istemem. Benim anlatmak istediğim başka bir şey?
Yapılan bir seçimin şüpheden uzak olması, adil ve gerçekçi olması için tarafların eşit şartlara sahip olması gerekmektedir. Şartlar eşit olmadığı taktirde bir seçim olursa, sınava giren öğrencilere kopya vermek gibi bir fiille karşılaşılır ki, haksız rekabet neticesinde birileri hak etmediklerini elde ederler; bunun bedeli de toplumsal boyutlarda ağır faturalar ödenmesine sebebiyet verir.
Elinizi vicdanınıza koyun ve sorun; yarışa çıkılan seçim maratonunda birilerine trilyonlar devlet yardımı yapılıyor. İktidar sahipleri devletin her türlü imkânından istifade ediyor. Yazılı, görsel medya her türlü hizmeti sunuyor, güç odakları gereken desteği veriyor, vatandaşın gönlünü gözünü fethetmek için her türlü imkân tanınıyor. Kimilerinin de ne adına, ne sanına medyada yer verilmiyor. Vatandaş doğru bilgilendirilmiyor.
Bir de baraj denilen, fikirlerin ve tercihlerin yok sayılması var ki?
Sandıktan çıkan şeye de millet iradesine saygı duymak lazım deniliyor. Sandığa milletin iradesi yansımıyor ki! Haksız rekabetle elde edilen gücün iradesi yansıyor.
UĞUR KEPEKÇİ