Ermenilerden özür dileme kampanyasına destekle birlikte içimizdeki işbirlikçiler de tek tek meydana çıkmaktadır.
Destek verin efendim verin, herkesin safı belli olmalı
Vatanını sevenle sevmeyen, bu Vatanın ekmeyi gözüne dizine durunla durmayan, tarihi gerçekleri bilenle bilmeyen, ayrıt edilmeli
Yıllarca aydın diye yutturulan, kafası gönlü kapkara insanlar bir bir meydana çıkmalı
Neymiş efendim; her şey özgür ortamda tartışılmalıymış(!)
***
Aralık ayı, Türk tarihinde Ermeni meselesi bakımından önemli bir aydır. Bu ay içerisinde 7 Aralık Kilisin kurtuluşu, 25 Aralık Gaziantepin kurtuluşu bayramları vardır. Her iki yerde de perde önünde Fransız yada İngilizler görünmekle birlikte, perde arkasındaki işbirlikçiler Ermenilerdir. Bunları, yazdığımız değişik makalelerde dile getirdik. Yaşadığı topraklarda sorumluluk bilincine erişen ve kendini Türk hisseden mütedeyyin Ermeni vatandaşlarımıza bir şey diyecek halimiz yoktur. Zaten böyle bir hareket, onlara büyük bir haksızlık olur. Fakat şu bir gerçek ki; tarihte Milleti Sadıka diye adlandırdığımız Ermeniler, çok yerde oyuna gelmiş ve Milletimizin evlatlarını kadın erkek, ihtiyar çocuk demeden katletmişlerdir. Bu gerçek, tarihi vesikalarla sabittir.
***
Değerli okurlarım, ben size yaklaşmakta olan 25 Aralık Gaziantepin kurtuluşu sebebi ile kurtuluş mücadelesinde yaşanan bir katliamı aktarmaya çalışayım.
Bu katliam gelecek nesillere aktarılmak sebebiyle geçtiğimiz yıl, Gaziantepte bir anıt yapı ile abideleştirildi
Gerçekten yaşadığımız bu topraklar üzerinde, uzaklardan gelip, adeta bize buraları dar edenler ve işbirlikçiler çok olmuştur. Bu kadar hayasızlığa rağmen, birileri çıkıp ta, onlardan özür dilemeye kalkmaz mı?
Hafızalara kazınması için Dokurcum Değirmeni katliamını aktaralım izninizle;
''28 Mart 1920. Şahin'in şehit olduğu gün, aynı tepenin eteğinde bir acı olay daha yaşandı. Şahin Bey ve çetelerine yiyecek getiren 14 genç çocuk Dokurcum Değirmeni'nde saklandı. Şahin Bey ve çetelerini şehit eden düşman kuvvetleri Gaziantep'e doğru ilerlerken bir grup Fransız askeri Dokurcum Değirmeni'ne geldiler, 14 genci dışarı çıkardılar, değirmenin önündeki dik kayaların önüne dizdiler, ellerini birbirine bağladılar. Silahsız 14 genci önce silahla taradılar sonra da süngülediler. Ne esir aldılar ne de sorguladılar.
Fransız birliği açılan Antep yolundan yürüyüp gidince çevre köylerden koşup gelenler, elleri birbirine bağlanmış, önce kurşunlanmış ve sonra süngülenmiş bu silahsız genç çocuklara sarılıp ağlaştılar. Öldürülen çocukların cenazeleri Şıh Camisi'nin bahçesinde toprağa verildiler (Gaziantepli Araştırmacı Adil Dainin ''Şahin Yavruları'')
***
Tarihimizde, topraklarımız üzerinde o kadar çok haksızlıklara, katliam ve soykırımlara uğramamıza rağmen, milletimizin kendi azmi ve kararlılığı, damarlarında taşıdığı asil kanı sayesinde; bütün oyunları bozmasını bilmiş bir milletiz. Öyle kuru gürültülere de pabuç bırakacak değiliz. Devletimizin hukuk sistemi, onu korumak ve kollamakla görevli merciler vardır. Gerektiğinde de gereğini yerine getirirler
Millet olarak bize düşen; Milli tarih şuurunu canlandırmak, dostumuzu düşmanımızı çok iyi tanımaktır.
UĞUR KEPEKÇİ