Hikaye edilir; Nasrettin Hoca, oğlunu çağırır ensesine bir tokat atar, sonrada; bana bir bardak su getir der. Olayı gören şahıslar
- Hocam oğlan ne yaptı ki? Su istemeden ensesine tokat attın! Hoca cevap verir.
-Su istemeden önce ensesine vurdum ki, suyu dökmesin diye, döktükten sonra vursan neye yarar ki!
Burada anlatılmak isteten; başa gelmeden yapılan nasihatin daha faydalı olduğudur.
Bizim ülkemizde seçmen profili çok farklıdır. Vereceği kararda hissiyat, ön yargı, bilgisizlik ön plandadır. Meselenin altını üstüne pek karıştırmaz.
Kendisi gayet dindardır, ama açılacak kiliselerin, yapılan dini tahribatların dinine zarar vermeyeceğine inandırılmıştır!
Gayet milliyetçidir, ama egemenliğin AB ye devredileceğini bilmez!
Sorsanız; Allah katında tek ve hak din İslamdır diye cevap verir, ama Ilımlı İslam, dinler arası diyalog, medeniyetler ittifakı projelerine piyonluk eder! BOP projelerinde ABD nin yanında yer alır; Müslümanın kanını döken namusu kirletenlere destek verir!
Her şeye rağmen çıkmadık candan umut kesilmez misali birkaç vatandaşımızın daha ayıkmasına vesile olur kanaatiyle; yaklaşan 22 Temmuz seçimlerinde seçmenin doğru karar verebilmesi için bazı verilere ihtiyacı olabilir diye düşündük. Yeni mesaj gazetesinde çıkan haberden bir alıntı yapalım dedik.
Fener Rum Patriği Bartolomeos Yunanistanın Elefteros Tipos gazetesine demeç verdi;
Bartolomeos, Ilımlı İslam Türkiyede Başbakan Sayın Erdoğan tarafından temsil edildiği gibi hiçbir tehdit unsuru değildir. İnsanlar dinlerine bağlı ve biz buna saygı duymaktayız cevabını vererek, Türkiyede ılımlı İslam varoldukça ben bunu bir tehdit unsuru gibi görmüyorum demişler
(YENİMESAJ)
Ne diyelim; bana dostunu söyle sana kim olduğunu söyleyeyim demişler atalarımız!
Daha açık ifadeyle; Hıristiyan batı, AB ve ABD Sayın R.T. Erdoğanı ve AKP yi destekleme sebepleri dindar seçmenin anladığı gibi çok dindar olduğundan değil, çıkarlarına ve inançlarına daha uygun gördükleri içindir. Öyleyse; Müslüman Türk halkı oyuna gelmemelidir.
Oyunuzu atarken; Ne AB ne ABD, Tam Bağımsız Türkiye sözünün gerçek sahibi ve sizden biri olan Sayın Prof. Dr. Haydar Başın yanında yer almanızı öneririz.
UĞUR KEPEKÇİ