Gerek ülkemizde gerekse dünyada ekonomik sıkıntılar artarak devam etmektedir. Ekonomik sorunlar insanların geçimlerini daha da kısıtlamakta ve açlık sınırının altında hayatlarını devam ettirmeye zorlamaktadır. Hükümet tarafından medya desteğiyle yansıtılan bilgiler, günlük hayatla asla bağdaşmamaktadır. Vatandaş, hayatlarını çok büyük sıkıntılar altında sürdürmektedirler. Esnaf siftahsız günler geçirmekte, yavaş yavaş işyerleri kapanmaktadır.
Yaşanan sosyal ve ekonomik bütün sıkıntılara çare bulmak, toplumdaki fikir ve siyaset adamlarına düşen bir görevdir. Özellikle fikir adamları toplumda tıkanan noktaların aşılmasında, görülen yanlışın düzeltilmesinde, ortaya koyacakları çalışmalarla topluma olan borçlarını ödemiş olacaklardır.
***
Doğruları ortaya koymaya çalışırken bazılarının canı yanacak, bazılarının gönlü kırılacak, bazıları iltifat alacak, bazıları alay konusu olacak; ama asıl olan doğruluk yolunda ilerlemektir. Problemlerin çözümü için toplumsal görev üslenen fikir adamlarının daha çok araştırma yapmaya, daha çok okumaya ihtiyaçları vardır.
Seçim ortamlarında vatandaşın önüne seçim vaatleriyle çıkan partilerin plan ve projelerini inceleme fırsatı olmadan seçimlere gidilmekte, doğrulardan çok, medya gücünü arkasına alanların iktidara taşınmasına vesile olunmakta, vatandaş yanlışa sürüklenmektedir.
Vatandaşın yanlışa sürüklenmesine, dolayısıyla toplumsal huzurumuzun bozulmasına, geçim sıkıntısına düşülmesine karşı şimdiden önlemler alınılmalıdır.
***
Şimdi seçim zamanı falan değilken, vatandaşın doğru fikirler içerisinde yetiştirilmesi gerekmektedir. Bu konuda da katkı sağlaması gereken, toplumdaki fikir adamları, yazar çizer takımı olmalıdır. Madem insanların genel sıkıntısı ekonomiden kaynaklanmaktadır. O zaman ekonomi üzerine adeta ihtisas yapar gibi araştırmalarda bulunulmalıdır. Milletimizin medya büyüleriyle, toplumsal hipnozlarla etkilenip yanlışa sürüklenmemesi için şimdi çalışma zamanıdır. Bu çalışma siyasi bir partinin ya da teşkilatın çalışması anlamına gelmemelidir. Bu çalışma gerçek aydınların, kendini bu topluma karşı mesul hissedenlerin çalışması olmalıdır. Adeta ders çalışır gibi, kaynak araştırır gibi; bu milleti açlıktan, işsizlikten nasıl kurtarırız? sorusuna en doğru cevap aranılmalıdır. Topyekün, samimi ve dürüst aydın kadrosuna düşen görev budur.
***
AB ile bize; küreselleşerek milli değerlerden uzaklaşma telkin edilirken, AB içerisindeki devletlerin daha milli oluşlara doğru gittiklerini, Fransa, Almanya ve İngilterede görmekteyiz. Madem öyle, biz de toplumsal sorunlarımıza milli oluşlar arayarak çare üretmeliyiz. Çare; milli bir duruş, milli bir oluş, milli bir ekonomi olmalıdır. Sıkıntıların kaynağı ve baş aktörü ekonomi olduğuna göre, ekonomik bağımsızlığını elde edemeyen devletlerin asla bağımsız kalamayacağı düşünülerek, önce ekonomik bağımsızlık için milli ekonomiden işe başlanılmalıdır. Bu konuda iddia sahibi olan Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Başın, Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet Milli Devlet adlı iki eserini okumaya, üzerinde kafa yormaya ne dersiniz?
Önce milletimizin ekonomik ve sosyal dertlerine, sonra dünyanın problemlerine çözüm için; şimdi Milli Ekonomi Modeli zamanıdır..!
UĞUR KEPEKÇİ