Bu satırları okuduğunuz sıralarda gençliğimiz adeta geleceklerini tayin edecek çok önemli bir sınavda; ter, emek, göz nuru, harcamakla meşgul olacaklar. Dershanelere, dergilere, özel derslere, ulaşıma, deftere kâğıda, harcanan paralar, emekler, birkaç saatlik sınav neticesinde değerlendirilecektir. Şu bir gerçek ki; bu ve benzeri sınavlar aziz milletimizin gençlerinin umutlarını ve ülkemizin geleceğini karartacak nitelik arz etmektedir.
Bir ülke düşünün; en büyük gücü genç nüfus olsun ve o nüfusu pervasızca heba etsin. Tarihte bu tablo, eşine ender rastlanır bir tablodur. Kendi vatanının ve insanının geleceğini yaban ellerden aldığı telkinlerle yok eden, ona istediği eğitimi veremeyen, bizden başka bir millet olduğunu da sanmıyorum.
Milletimizin düşmanları, yıllarca milletimizin nüfusunun çoğalmasına engel olmak için ellerinden gelen her yolu denediler. Doğacak çocuklara imkân sağlamaya yetecek kadar büyük paraları bir neslin yok edilmesine harcadılar. Yapılan bütün çabalar yetersiz kalınca da oluşan genç neslin bir başka yoldan mahvedilmesine karar verildiler. Karar; gençlerin umutlarını yok edip yaşama zevkini elinden almak ve geleceğini yok etmek için Öğrenim hakkını elinden almak, okuyabilenlere de iş imkânları bulamayarak işsizler ordusunu çoğaltmak
Türlü bahanelerle; ülkemizde eğitim hakkında hiçbir zaman elle tutulur neticeler elde edilemedi. Bırakın yüksek eğitimi düzene koymak, ilköğretim meselesi bile her yıl sil baştan değiştirilerek yazboz tahtasına dönüştürülmüştür.
Bu güne kadar okumak isteyen gençlerimize bu imkânı kimse sağlayamamıştır.
Şimdilerde farklı bir ses Prof. Dr. Haydar Baş, bu işi çözebileceğini iddia edip Milli Ekonomi Modeli kitabında sosyal devlet politikası adı altında sunduğu bölümde lise mezunlarının sınavsız üniversiteye alınmasının mümkün olabileceğini yazmıştır. (Milli Ekonomi Modeli / sayfa:234)
26 Kasım 2005 tarihinde İstanbulda düzenlenen Uluslararası Milli Ekonomi Modeli kongresinde sunulan tebliğlerde Marmara Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Fehim ÜÇIŞIK, sınavsız üniversite görüşünün İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Açısından uygulanabilir olduğunu, sunduğu tebliğinde şöylece izah etmiştir.
Tebliğinde ;İnsan Hakları Evrensel Bildirgesine göre, her şahsın eğitime hakkı vardır. Yükseköğretim, liyakatlerine göre herkese tam eşitlikte açık olmalıdır (m. 26/I). 1982 Anayasasına göre de kimse, eğitim ve öğretim haklarından yoksun bırakılamaz. Devlet, maddi imkânlardan yoksun başarılı öğrencilerin öğrenimlerini sürdürebilmeleri için gerekli yardımları yapar (m.42). Şu var ki ülkemizde halen yükseköğrenim yapmak isteyenlerin büyük çoğunluğu, sınırlı kontenjan için yapılan bir eleme sınavıyla öğrenim hakkından fiilen yoksun kalmaktadır. Bu sebeple, sınavsız üniversitenin İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi açısından bir gereklilik olduğunu iddia etmiştir.(Milli Ekonomi Modeli Tebliğler / sayfa: 172)
Yüce Türk milletinin evlatlarının zekâları, hayalleri, bütün zorlukların üstesinden gelebilecek, Türkiye Cumhuriyeti Devletini; Kâinat Devleti yapabilecek güçtedir. Yeter ki ona imkân tanınsın. İşte bu imkânı yaban ellerden buyruk alanların değil de kendi içinden çıkan, milli çözümler üretebilen, vatan evlatlarının sağlayabileceği unutulmamalıdır.
UĞUR KEPEKÇİ