Yaşadığımız topraklar üzerinde daha huzurlu ve daha güçlü kalmak, varlığımızı sürdürebilmek için her ferde düşen görev ya da görevler vardır
Eğer bu torakların nimetlerinden faydalanmak isteniyorsa, derdi de dermanı da mutlaka birlikte paylaşmak gerekmektedir
Tarihimizin şanlı yaprakları bu milletin nice destanları, millet olarak birlik ve beraberlik içerisinde yazdığına şahittir. Aç kalmış, ama aşını ekmeğini paylaşmış, gerektiğinde
Ne zamanki bu milletin arasına, dostluk bahaneleriyle düşman elleri girmiş. O eller hem toprağımıza, hem bağrımıza ayrılık tohumları atmış, şimdilerde de atılan tohumları keyifle devşirmeye çalışmaktadırlar
Milletimiz, ayrışma sürecine doğru, freni patlamış bir araç misali sağa sola savrularak, tehlikeli bir girdaba doğru yol almaktadır. Asker sivil, devlet millet, aynı topraklar üzerinde asırlardır birlikte yaşayan halklar, biri birine kem gözlerle bakma durumuna gelmiştir. Ne acı tecellidir ki, dün bu toprakları omuz omuza, gönül gönüle birlikte savunanlar, ecnebilerin aklıyla hareket ede ede parçalanma sürecine doğru yol almaktadır
Cereyan eden olaylar bizi ümitsizliğe sevk etse de, çıkmayan candan umut kesilmez misali, bu milletin birliğini, beraberliğini, kardeşçe yaşayacağı mutlu günleri umut etmekteyiz.
Aslında bu umut çok da uzakta değildir
Yapılacak şey, kendi öz benliğimize dönüp, tarihimizi, kültürümüzü, öğrenmek
Atalarımızın fikir ve görüşlerini, olaylar karşınındaki tavır ve davranışlarını yeniden gözden geçirmektir. Sözün kısası; sorumluluklarımızı yeniden gözden geçirmektir yapılacak iş
Her şey o kadar meydanda ki aslında! Uzak değil, yakın tarihimize bakın. Dün bize düşman olanlar, toraklarımızı işgal edenler, kurtuluş savaşı ile kovuldukları yerlere gelmek, topraklarımızı elimizden almak çabasındadırlar. Bu sebeple bizi biri birimize düşman edip kavga ve kargaşadan istifade edeceklerdir... Külfet sana bana, nimet onlara kalacaktır. Bunu görmek bile işin büyük bir kısmını halletmek sayılır. Millet olarak dostumuzu düşmanımızı görüp, bizim bizden başka dostumuzun olmadığını idrak edelim yeter. Yani olayları tezgâhlayan eli görelim yeter. Bırakın perdenin arkasını, sadece gözümüzün önünde cereyan eden gerçekleri aklıselim olarak değerlendirsek yeter
İnanın bu millet bir anda ayağa kalkar, dünyaya parmak ısırtır alimallah
UĞUR KEPEKÇİ